Osmanlı Devleti’nde 1856 Islahat Fermanı’na kadar Gayrimüslimlere yönelik şer‘î kısıtlamaların başında yeni kilise ve havra inşa etme yasağı geliyordu. Fetih döneminde Gayrimüslimlere bırakılan mabetlerin kadı ilâmı, şeyhülislam fetvası ve sultanın fermanıyla aslına uygun olarak tamirine izin veriliyordu. Sonradan yapılmış mabetlerin yıkılması zorunluydu. Bu kurallar yeni kurulan şehirler için de geçerliydi. Osmanlılar tarafından kurulan bir şehir olmasına rağmen Saraybosna’da 16. yüzyılda birer Ortodoks ve Latin kilisesi ile bir havra inşa edilmiştir. Bunların nasıl yapıldığı, neden yıkılmadığı ve nasıl meşrulaştığı meselesi çalışmamızın esasını oluşturmaktadır. Osmanlı şehirlerinde siyaseten izin verilen, hoşgörülen ve şeriata aykırı olarak inşa edilen mabetlerin tamir sürecinde şikâyet olmadığı takdirde kadimliğine hükmedilerek meşrulaştırılması mümkündü. Osmanlı döneminde Saraybosna’da yirmiden fazla büyük yangın yaşanmış ve bazılarında kilise ve havralar da yanmıştır. Makalemizde tamir ve inşa sürecinde uygulanan şer‘î prosedürü ve yangınların Saraybosna’daki mabetlerin meşrulaştırılmasında veya genişletilmesinde nasıl bir vasıta olarak kullanıldığını ele alacağız. Ayrıca, belge ve sicillerde kullanılan standart ifadelerin geçerliliğini inceleyeceğiz.
The prohibition of building new churches and synagogues was one of the most importantreligious restrictions conducted upon non-Muslims until the Imperial Edict of 1856 during the Ottoman Empire. Sanctuaries, which remained in the hands of non-Muslims at the time of the conquest were allowed to be restored in their original forms after the ilam (judicial decree) of the kadi, fatwa of Shaykh al-Islam and the Sultan’s firman. However, it was necessary to demolish the sanctuariesbuilt after the conquest. These rules were also valid for newly established cities. Although Sarajevo was a city founded by the Ottomans, an Orthodox church, a Latin church and a synagogue were built in the 16th century. Questions ofhow these sanctuaries were created, why they were not destroyed and how they were legitimized are the main topic of our study. In the Ottoman cities, the churches and synagogues that were politically permitted or tolerated and that built in violation of Sharia could be legitimized during the reparation process by concluding that they remained from the time of conquest provided that there were no objection. More than twenty great fires occurred in Sarajvo during the Ottoman period. Churches and synagogues were also burned in some of them. In this article, we will try to show the sharia procedure applied in the reparation and reconstruction process and how fires were used as a means of legitimizing or expanding sanctuaries in Sarajevo. We will also examine the validity of standard expressions used in the official documents and registers.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi (BAED), DergiPark üzerinden makale kabul ve hakemlik süreçlerini yürütmemektedir.
Makale göndermek isteyen yazarların baedergisi@gmail.com adresine yazılarını göndermeleri gerekmektedir.
For submission of articles to the JBRI: baedergisi@gmail.com
Creative Commons Attribution 4.0 International License