İslâm dini aynı anda birden fazla kadınla evlenilmesi olarak ifade edilen çok eşliliği (teaddüd-i zevcât), eşler arasında karşılıklı sevgi ve saygının sağlanması, adaletin gözetilmesi ve nafakalarının (yiyecek, giyecek ve mesken gibi zaruri ihtiyaçlar) temin edilmesi gibi bir takım maddi-manevi haklara riayet edilmesi koşuluyla dört ile sınırlandırarak meşru kılmıştır. Buna göre İslâm aile hukuku açısından çok eşliliğin, bireysel ve toplumsal bazı ihtiyaç ve zaruretler çerçevesinde karşılıklı rızaya dayalı olarak mubah kılınmış ahlâkî ve hukukî bir müessese olduğu söylenebilir. Ancak şâri‘, bahse konu müessesenin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için kocaya, eşleri arasında adalete riayet etmek ve onların nafakasını temin edebilecek yeterli imkâna sahip olmak gibi önemli bazı sorumluluklar yüklemiştir. Söz konusu sorumluluklardan birisi kocanın gecelemede eşlerine ait olan gün sıralarını eşit şekilde bölmesi anlamına gelen kasmdır. İslâm, aile kurumunun sağlam temeller üzerinde sağlıklı bir biçimde yürümesi için kocaya yüklediği taksimin sübut bulabilmesi için eşlerin bazı davranışlardan uzak durmasını gerekli görmüştür. Aksi takdirde eşlerin kasm hakkı sâkıt olur. Bu bağlamda kasm hakkına ilişkin şer‘î nasları derinlemesine inceleyen müctehidler eşlerin nüşûz etmesi, yolculuğa çıkması, hapis tutulması, kaçırılması, irtidâd etmesi ve söz konusu haktan feragat etmesi gibi hallerde kasma konu olamayacağını ifade etmişlerdir. Bu çalışmada kasmın mahiyeti, hükmü, süresi ve rükünleri etraflıca incelendikten sonra kasm hakkını düşüren hallerin izahı amaçlanmıştır.
İslam Aile Hukuku, Teaddüd-i zevcât, Çok eşlilik, Kasm hakkı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2023 |
Gönderilme Tarihi | 9 Kasım 2022 |
Kabul Tarihi | 19 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 2 |