Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

Batı Felsefesine Metaforik Yaklaşım: Tarih, Yazı ve Mit İlişkisi

Yıl 2023, Sayı: Özel Sayı, 37 - 47, 28.02.2023

Öz

Bu çalışma hakikatin tarih, mit ve yazı ilişkisi aracılığıyla kurgulandığı varsayımından hareket etmektedir. Bu varsayıma göre tarih yalnızca pozitif bir disiplin değildir; aynı zamanda hakikat üreten söylem alanıdır. Söylem alanı olarak tarih, hakikat kavramına atfettiğimiz evrenselliğin geçmişten günümüze gelen bir miras olduğunu göstermektedir. Bu miras logos’la kurulan ilişki sonucunda şekillenmiş felsefi geleneğin ürünüdür. Dolayısıyla logos’a duyulan inanç rasyonelliğin ölçütü haline gelen Batılı tarihsel söylem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hakikat ve mit ilişkisi bu yönüyle incelendiğinde anlamın dille birlikte nasıl yer değiştirdiğini/aktarıldığını belirleyen bir stratejiye ihtiyaç vardır. Bu strateji yazıdır. Tarih ve mit bağlantısını geçmiş ve şimdinin diyalektiğinde yapıbozuma uğratan yazı, mutlak anlamın çeşitli dilsel figürler veya mecazlarla sürekli parçalandığını göstermekte ve bu yolla logos’un gölgesindeki mitosları aydınlatmaktadır. Bu bağlamda çalışma, hakikat söylemlerinin yazıyla olan tarihsel birlikteliğini incelemektedir. Rasyonel tarih disiplininin söz gelimi Napolyon’un eylemlerini, Aristoteles’in töz anlayışını, Newton’ın “serbest düşme” kavrayışını hakikat olarak sunmasının aksine yazı, Napolyon çağının isimsiz kahramanlarının, Newton fiziğinin belirlediği söylem düzeninin dışındaki ifadelerin “doğruluk” kaygısıyla tarih boyunca nasıl göz ardı edildiğine dair deliller sunmaktadır. Söylemsel tarihin mit alanıyla kesişimi rasyonalitenin sınırındaki “öteki” anlam ve ifadeleri, kısacası metaforları gün yüzüne çıkarmaktadır. Bu yaklaşım logosantrik düşüncenin eleştirisinde de vardır. Söz konusu eleştiri, logos’a yüklenen mutlak anlamın gerçekte metaforların silinmesiyle oluştuğu fikrine dayanır. Böylece yazı, köken fikrini tarihsel bir metafora, yani mite dönüştürmektedir. Bu durumda yazının olanaklarına açılan Batı merkezli aşkınsallık ideali metafor olarak kabul edilebileceği gibi hakikat de çift yönlü bir madalyona benzetilebilir

Kaynakça

  • Berktay, F. (2003), Tarihin Cinsiyeti. Metis.
  • Bon Hoa, J. H. (2019). Ghosts, Fictions, and the Rule of Chance: Ranciére on Derrida’s Dissemination. Mosaic: An Interdisciplinary Critical Journal, 52(4), 149-170.
  • Borges, J. L. (2018). Sonsuzluğun Tarihi (Saliha Nilüfer, Çev.). İletişim.
  • Dunstall, A. (2015). The Impossible Diagram of History: ‘History’ in Derrida’s Of Grammatology. Derrida Today, 8(2), 193-214.
  • Friedman, J. (1992). Myth, History, and Political Identity. Cultural Anthropology, 7(2), 194-210.

Metaphorical Approach to Western Philosophy: The Relation of History, Writing, and Myth

Yıl 2023, Sayı: Özel Sayı, 37 - 47, 28.02.2023

Öz

Bu çalışma hakikatin tarih, mit ve yazı ilişkisi aracılığıyla kurgulandığı varsayımından hareket etmektedir. Bu varsayıma göre tarih yalnızca pozitif bir disiplin değildir; aynı zamanda hakikat üreten söylem alanıdır. Söylem alanı olarak tarih, hakikat kavramına atfettiğimiz evrenselliğin geçmişten günümüze gelen bir miras olduğunu göstermektedir. Bu miras logos’la kurulan ilişki sonucunda şekillenmiş felsefi geleneğin ürünüdür. Dolayısıyla logos’a duyulan inanç rasyonelliğin ölçütü haline gelen Batılı tarihsel söylem olarak karşımıza çıkmaktadır. Hakikat ve mit ilişkisi bu yönüyle incelendiğinde anlamın dille birlikte nasıl yer değiştirdiğini/aktarıldığını belirleyen bir stratejiye ihtiyaç vardır. Bu strateji yazıdır. Tarih ve mit bağlantısını geçmiş ve şimdinin diyalektiğinde yapıbozuma uğratan yazı, mutlak anlamın çeşitli dilsel figürler veya mecazlarla sürekli parçalandığını göstermekte ve bu yolla logos’un gölgesindeki mitosları aydınlatmaktadır. Bu bağlamda çalışma, hakikat söylemlerinin yazıyla olan tarihsel birlikteliğini incelemektedir. Rasyonel tarih disiplininin söz gelimi Napolyon’un eylemlerini, Aristoteles’in töz anlayışını, Newton’ın “serbest düşme” kavrayışını hakikat olarak sunmasının aksine yazı, Napolyon çağının isimsiz kahramanlarının, Newton fiziğinin belirlediği söylem düzeninin dışındaki ifadelerin “doğruluk” kaygısıyla tarih boyunca nasıl göz ardı edildiğine dair deliller sunmaktadır. Söylemsel tarihin mit alanıyla kesişimi rasyonalitenin sınırındaki “öteki” anlam ve ifadeleri, kısacası metaforları gün yüzüne çıkarmaktadır. Bu yaklaşım logosantrik düşüncenin eleştirisinde de vardır. Söz konusu eleştiri, logos’a yüklenen mutlak anlamın gerçekte metaforların silinmesiyle oluştuğu fikrine dayanır. Böylece yazı, köken fikrini tarihsel bir metafora, yani mite dönüştürmektedir. Bu durumda yazının olanaklarına açılan Batı merkezli aşkınsallık ideali metafor olarak kabul edilebileceği gibi hakikat de çift yönlü bir madalyona benzetilebilir.

Kaynakça

  • Berktay, F. (2003), Tarihin Cinsiyeti. Metis.
  • Bon Hoa, J. H. (2019). Ghosts, Fictions, and the Rule of Chance: Ranciére on Derrida’s Dissemination. Mosaic: An Interdisciplinary Critical Journal, 52(4), 149-170.
  • Borges, J. L. (2018). Sonsuzluğun Tarihi (Saliha Nilüfer, Çev.). İletişim.
  • Dunstall, A. (2015). The Impossible Diagram of History: ‘History’ in Derrida’s Of Grammatology. Derrida Today, 8(2), 193-214.
  • Friedman, J. (1992). Myth, History, and Political Identity. Cultural Anthropology, 7(2), 194-210.
Toplam 5 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Konular Felsefe
Bölüm Araştırma Makalesi
Yazarlar

Cemre Uğural Yamuç 0000-0002-2461-7131

Erken Görünüm Tarihi 20 Şubat 2023
Yayımlanma Tarihi 28 Şubat 2023
Gönderilme Tarihi 19 Temmuz 2022
Yayımlandığı Sayı Yıl 2023 Sayı: Özel Sayı

Kaynak Göster

APA Uğural Yamuç, C. (2023). Batı Felsefesine Metaforik Yaklaşım: Tarih, Yazı ve Mit İlişkisi. Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler Ve Edebiyat Fakültesi Belgü Dergisi(Özel Sayı), 37-47.

BELGÜ Dil ve Edebiyat Dergisi