Türk boylarının sözlü edebiyatında Kayberen’e koruyucu bir kült olarak geniş bir şekilde yer verilmiştir. Dolayısıyla Kayberen kültü en eski zamanlardan başlayıp neolitik ve sonraki dönemlerde de karşımıza çıkar. Eski Kırgızlar Güney Sibirya’da yaşadığı dönemden itibaren dağ keçilerini bir kült olarak gördükleri anlaşılmaktadır. Bugu (Maral) ana ile ilgili de çokça totemik anlatılar vardır. Genelde bu anlatılar urukların ortaya çıkmasıyla ilgilidir. Kısaca Türk boyları doğanın dışında da güçlerin olduğuna, ona zarar verirlerse cezalanacaklarını düşünmüş ve korkmuşlardır. Dolayısıyla Türk boylarından biri olan Kırgızlar da her canlının koruyucu iyesi olduğuna inanırlar. Bu nedenle Kırgız mitolojisinde çok fazla koruyucu iye vardır. Kırgızların inanışlarına göre koruyucu iyeler; merhametli (zararsız) ve merhametsiz (zararlı) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Merhametli iyeler kimseye zarar vermezken, merhametsiz iyeler ise tüm canlı ve cansız varlıklara kötülük yapabileceklerdir. Kırgızların anlayışlarına göre Dağ keçilerinin koruyucu iyesi Kayberen, bembeyaz tenli kadın kılığında bir iyedir ve insanoğlunun ulaşamayacağı tepelerde bulunan mağaralarda yaşar. Onun görevi dağ keçilerini yani neslini kötülüklerden korumaktır. Ancak Kayberen merhametli iye olmasına rağmen neslini fazlasıyla tüketen avcılara beddua eder ve kötülük yapar. Kayberen’in bedduasına kalan avcının başına mutlaka bir felaket gelir. Bunun aksine Kayberen bazı avcıların karşısına çıkarak dağ keçisinin toynağına doldurulmuş ayran ikram eder ve neslini tüketmemesi için ricada bulunur. Kırgızlar arasındaki bu günümüzde de doğayı koruma, ona zarar vermeme gibi tüm dünya insanını ilgilendiren global meselelerden biri haline gelmiştir. Bu çalışmamızda dağ keçilerinin koruyucu iyesi Kayberen ile ilgili inanışlara yer verilir. Ayrıca dağ keçileri ile ilgili mitolojik unsurların destanlardaki yerinden bahsedilir ve diğer Türk boylarında rastlanan inanışlarla karşılaştırılması yapılır.
YOK
YOK
Kayberen has been widely included as a protective cult in the oral literature of Turkish tribes. Therefore, the cult of the Loser starts from the earliest times and appears in the neolithic and later periods as well. We learn that the ancient Kyrgyz saw mountain goats as a cult from the time they lived in southern Siberia. There are also many totemic narratives about the mother Bugu (Maral) ana. Generally, these narratives are about the emergence of uruks. In short, Turkish tribes thought that there were forces outside of nature. Also they imagined that if they damage it they would be punished and they were afraid. Therefore, the Kyrgyz, one of the Turkish tribes, believe that every living thing has a protective keeper. Its mission is to protect the mountain goats, that is, their generation from evil. However, even though Kayberen is merciful, he curses and does evil to predators who have consumed extensively. A catastrophe will come to the hunter who remains in the curse of Kayberen. On the contrary, Kayberen comes across some hunters and serves buttermilk filled with mountain goat's toe and asks him not to consume his generation. In this study, beliefs about Kayberen, the protector of mountain goats, are included. In addition, the mythological elements of mountain goats are mentioned in the epics and are compared with the beliefs found in other Turkish tribes. This taboo among the Kyrgyz has become one of the global issues such as protecting nature, not harming it.
Kyrgyz people mointayn goats kayberen protective ciips beliefs
YOK
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | YOK |
Erken Görünüm Tarihi | 20 Şubat 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2023 |
Gönderilme Tarihi | 26 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: Özel Sayı |
BELGÜ Dil ve Edebiyat Dergisi