Din, birey ve toplum arasında diyalektik bir
ilişki olduğu hususu sosyal bilimlerin güçlü teorilerinden biridir. Buna göre,
bir kültür ırmağı içinde hayatiyetini sürdüren birey, kendi öznelliğiyle
toplumu şekillendirirken, içine doğduğu sosyal düzen de bireyin psiko-sosyal
gelişimi ve dünya görüşü üzerinde ciddi tesirler yapar. Sosyal
değişimler, özellikle de hızlı ve radikal yapısal değişimler sancılıdır. Bu
nedenle hem bireylerin dünya görüşlerinde ve hem de toplumların yapılarında
ciddi anomik durumlara yol açabilir. Refik Halid Karay da bunun bir istisnası
değildir. Bu çalışmada yaşadığı dönemde
olduğu kadar günümüzde de yoğun bir şeklide okunan Refik Halid Karay’ın
eserlerinde bu diyalektik ilişkinin hangi temalar üzerinde somutlaştığının bir
analizi sunulacaktır. Bu amaçla öncelikle onun insana yüklediği anlam
üzerinde durulmuş, ardından insanın değişen dünyaya adaptasyon sürecinde
farklılaşan inanç, düşünce ve ahlaki değerleri irdelenmiş, Refik Halid Karay’ın
moda ve teknolojiye bakışı, sürgün tecrübesi nedeniyle vatana duyduğu özlem ve
son olarak da Refik Halid Karay’ın insanın kaçınılmaz tecrübesi olan ölüm
düşüncesine yaklaşımı değerlendirilmiştir.
Din Sosyolojisi Refik Halid Karay Din Adalet Ölüm Modernizm Moda Yabancılaşma
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 24 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 2 |
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC ND) ile lisanslanmıştır