1932 yılında tarlaları istila eden devekuşları ile başa çıkabilmek için Avustralya hükümeti, makinalı tüfeklerle bir savaş açmış ve bu savaşın kaybeden tarafı insanlar olmuştur. Tarihte insanların hayvanlar ile yapmış olduğu bu savaşın bildirgesinin dahi olduğu görülmektedir. Devekuşları, egemenlerin baskısı altında yaşayan insanların şekil değiştirmiş bir yansımasıdır adeta. Bazen aborjindir Avustralya’da, bazen de soluk benizliler karşısında mücadele eden apaçidir. Bazen efendisinin tarlasında çalışan köylü, bazen de fabrikada çalışan işçidir. Genel olarak bakıldığında, sanatçının resimlerinde ele aldığı devekuşu imgesi, güçlünün güçsüze olan hâkimiyetinin bir simgesidir aslında.
In 1932, in order to cope with the ostriches invading the fields, the Australian government started a war with machine guns and the losing side of this war was humans. It is seen that there is even a declaration of this war that people have made with animals in history. Ostriches are a disfigured reflection of people living under the pressure of the rulers. Sometimes he is aboriginal in Australia, sometimes he is an Apache fighting against pale skinned people. Sometimes he is a peasant working in his master's field, sometimes he is a worker in a factory. In general, the ostrich image that the artist handles in his paintings is actually a symbol of the dominance of the strong over the weak.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Sanat Eserleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 2 |