Erken dönem Anadolu Sufiliği ve Halk İslam’ı, İslam dünyasındaki pek çok ilim ve düşünce birikimine varis olduğu gibi, aşırı Şia geleneğinde ve bazı felsefe ve tasavvuf ekollerinde etkili olan hulûl anlayışlarından da etkilenmiştir. Alevi-Bektaşi kesimde Hz. Ali üzerinden etkili olan hulûl anlayışı hem Hz. Ali’ye hem de onunla bir görülen bazı Alevî-Bektaşi büyüklerine ulûhiyet atfetme şeklinde yansımıştır. Ayrıca Anadolu’da etkili bazı sufi çevrelerde aşırı tevhitçi yaklaşımlar çerçevesinde de hululcü anlayışları yansımaları görülür. Hem Alevi-Bektaşi gelenekteki insana ulûhiyet atfetme eğilimi hem de bahsi geçen aşırı vahdetçi tasavvufî yaklaşımlar nasıl bir hulul anlamı taşıyor? Doğrudan Tanrının insan bedeninde tecessüd/tecessüm etmesi mi kastediliyor, yoksa tanrı ile insan arasındaki münasebeti açıklayan ve vahdet-i vücûd anlayışında da karşılığı olan tecelli ve tezahürlerin suretin yerini alması mı? Eşyada batın ve eşyanın özü/hakikati olarak nitelenen Tanrısal yönün eşyadaki suret yönüyle bütünleşmesiyle eşyanın ulûhiyet kazanması şeklinde mi düşünülmeli? Burada Hz. Ali’yle ilişkili ulûhiyet anlayışı onun Nûr-ı Muhammedî ile irtibatı ve bu yolla yaratılıp bütün mahlûkata kaynaklık teşkil eden ilk nur/ilk varlık kabul edilmesi üzerinden okunmaya çalışılır. Bazı Alevî-Bektaşi büyüklerinin Ali’yle özdeşleştirilmesi ve onlara ulûhiyet atfedilmesiyse tenasüh yansıması olmakla birlikte genellikle bu kozmik ve ezel Ali’nin tecellisi, tezahürü ya da doğrudan bedenleşmesiyle alakalı inançlar olarak görülür. Diğer tasavvufi kesime yönelik hulul nitelemesi de yine onların Tanrı-âlem/insan ilişkisine yükledikleri anlam üzerinden görülmeye çalışılır
Hulûl ulûhiyet Hz. Ali Alevîlik Bektaşîlik vahdet-i vücûd panteizm
In addition to being heir to many scientific and cultural legacies of the Islamic world, early Anatolian Sufism and popular Islam also came into the influence of incarnationist thoughts, which were effective in the extreme Shia tradition and in some schools of philosophy and Sufism. In the Alevi-Bektashi environment, incarnationist thoughts, especially related to Caliph Ali, found reflections such as ascribing divinity to both Ali and some saints of the Alevi-Bektashi tradition who were identified with Ali. Otherwise, it is possible to see the reflection of incarnationist thoughts in some other sufi environments in Anatolia in the context of extreme unionist approaches. What kinds of meanings do all these incarnationist thoughts include? Do they mean the incarnation of the divinity in human form, or the just replacement or union of the manifestation of the divinity (tecelli) in human body with the form (suret) of it? Here the understanding of the divinity related to Ali has been read through the concept of Nur-ı Muhammedi and the general acceptance of the idea that he was the first principle like the first intelligence (akl el- evvel or akl el külli) and all living creatures originated from him. The identification of some Alevi-Bektashi saints with Ali and the attribution of divinity to them also seem to be beliefs about the manifestation or directly the embodiment of the past-eternal Ali although they are also reflections of re-incarnation. An attempt is made to read the incarnation attributes to other sufi divisions through the meanings that they attribute to the relations between God and the universe or the human being.
incarnation divinity Ali Alevism Bektashism vahdet-ı vücûd pantheism
Diğer ID | JA75NV34SF |
---|---|
Bölüm | Yayın Değerlendirme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 72 |
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı