Türkiye birbirinden farklılık gösteren çok sayıda dini, sosyal ve etnik kimliklerin örtüşme ve kesişme noktası olarak ön plana çıkan bir ülke konumundadır. Özellikle dini alandaki mezhepsel karakter, sosyal gruplar tarafından yapılan dini yorumlarda kendini göstermekte ve Diyanet İsleri Başkanlığı’nın dini faaliyetlerinde belli durumlarda zorluk ve karmaşıklığa sebep teşkil etmektedir. Dini bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. maddesi uyarınca 1924 yılında Türk hükümeti tarafından kurulmuştur. Bu kurumum esas olarak, Türk halkının dini işlerini İslam dininin emir ve öğretileriyle uygun bir şekilde yürütmekten sorumludur. Müslümanların günlük hayatta karşılaştığı problem ve sorunlara, bağlayıcı olmayan bir şekilde verilen cevaplardan oluşan fetvalar Diyanet’in en aktif ve etkili olduğu alan olarak öne çıkmaktadır. Kurumun temel görevlerinden bir diğeri, farklı grupların problemli dini öğretilerine alternatifler üretmek, özellikle dini gruplar içinde sosyalleşen kişilerin ehl-i sünnet eğitimini güçlendirmektir. Diyanet’in mezhepsel çeşitlilik karşısında benimsediği tutumun, modernlik, laiklik ve gelenekçilik temalarına özel atıfta bulunarak açıklanması hedeflemektedir. Dini oluşumlar, itikadi ve inanç alanlarıyla ilgili olanlar, ibadet ve İslam hukuku alanıyla ilgili olanlar ve toplumsal dini cemaatler olmak üzere üç temel gruba ayrılarak, Diyanet’in bu gruplara yaklaşımı analiz edilmiştir. İnanç alanıyla ilgili olarak Alevilik, ibadet alanıyla ilgili olarak Şafilik ve Caferilik, ve toplumsal dini cemaat olarak Nurculuk örnek gruplar olarak seçilmiştir. Diyanet’in bu gruplara yaklaşımında modernlik, laiklik ve gelenekçilik kavramlarından ne ölçüde etkilendiği, makalede açıklanmaya çalışılan temel sorudur. Çalışmada, Diyanet’in devletin resmi dini kurumu olarak bu gruplarla olan iletişimi, bu gruplar karşısında uyguladığı yöntem, mezhepsel farklılıklar karşısında takındığı onaylayıcı veya reddedici davranışın analiz edilmesi amaçlanmıştır.
In contemporary Turkey, it is possible to identify an intersection of disparate religious and social identities. The sectarian character of believers resonates within the religious interpretations of separate groups, and occasionally creates an ongoing challenge and complexity for the Diyanet (The Presidency of Religious Affairs) in Turkey. The Diyanet as an official religious institution is established by Turkish government in 1924 under the article 136 of the Constitution of Turkey. The institution is mainly responsible to conduct the religious affairs of Turkish people in harmony with the Islamic religion. The non-binding İslamic legal opinions (fatwā), which are issued in response to questions of believers represents the most active and influential outcome of the Diyanet. The mission of institution also includes to deal with the problematical teachings of various religious groups and to strengthen the ehl-i sunna education of people who experience ingroup socialization. The paper seeks to elaborate the institution’s encounter with the sectarian diversity with specific reference to themes of modernism, secularism and traditionalism. The research divides religious sects of Turkey into three main categories depending on their connection with the faith area (i‘tiqādī), worship area (‘ibādī) and social mobilization (jamā‘a). The Alevis, Ja‘farīs, Shāfīs, and Nurcus are chosen as representative examples of each of these diverged groups respectively. To what extent the Diyanet’s approach towards these groups is influenced by the concepts of modernism, secularism and traditionalism is the main question that the paper aims to answer. The analysis intents to shed light on the affirmative or rejective responses of the Diyanet towards these sectarianist groups in contemporary Turkey.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ocak 2021 |
Kabul Tarihi | 29 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 2021 Sayı: 44 |