Son 10 yıl içerisinde internet kullanıcı sayısının artması ile birlikte sosyal medya kullanıcı sayısı da çok büyük bir artış göstermiştir. Bu platformlar her ne kadar bilgi paylaşımı ve haber alma imkanlarını getirse de, teyit edilmemiş bilgilerin özellikle sosyal medya kullanıcıları tarafından çok hızlı ve kontrolsuz bir şekilde sunulmasına, asılsız bilgi paylaşımlarının milyonlarca kullanıcı tarafından görülmesine, tekrar paylaşılmasına ve neticede kamu düzeninin bozulmasına kadar giden bir çok soruna yol açmaktadır.
Bu durumun en güncel ve somut örneği ise; Covid-19 pandemisi sürecinde internet ortamındaki dezenformasyonlar olmuştur. Yaşanan bu zorlu süreçte, kurumlar tarafından yeterli tedbirler alınmadığına dair asılsız haberler ortaya çıkmış, sahte profiller açılarak, anonim hesaplar üzerinden gerçek dışı görüntü ve sesler kullanılarak çeşitli paylaşımlar yapılmış, neticede kamuoyunu endişeye düşürmek, korku ve paniğe sevk etmek için sosyal medya platformları çok sık bir şekilde kullanılmıştır. Salt bu durum dahi, internetteki bilgi kirliliğinin önlenmesi için çeşitli düzenlemeler yapılması ihtiyacını göstermektedir. Çalışmamızda öncelikle konu ile ilgili kavramlara yer verilmiş, akabinde bu alandaki hukuki düzenleme ihtiyacının gerekliliğini ortaya koyabilmek açısından karşılaştırmalı hukuktaki güncel örnekler incelenmiştir. Bu doğrultuda diğer bir çok dünya ülkesinde bu konu ile ilgili kapsamlı düzenlemelerin son üç yıl içerisinde yapıldığı görülmüş ve ülkemizde yeni bir hukuki düzenlemenin neden gerekli olduğu ayrı bir perspektiften değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Dezenformasyon, Asılsız Bilgi Paylaşımları, Yalan Haberler, Sosyal Medyanın Düzenlenmesi,
The most up-to-date and solid example of this situation was the
disinformation in social media during the Covid-19 pandemic
period. In this challenging period, lots of fake news have emerged
stating that the measures taken by the authorities were insufficient,
countless numbers of fake social media profiles were opened
wordwide by anonymous people, who immediately shared false
images, voices and news. Social media platforms and networks were
deliberately used just to drive the public in to the panic and anxiety.
This fact alone implies that it is now necessary to make some new
regulations in the field. In this study, the basic terms relating to the
topic were explored first. After that, current examples in
comparative law were analyzed in order to see how the other
countries react to this problem. As a matter of fact, we have
observed that, comprehensive regulations related to this issue were legalized in the other countries in the past three years. With such
result, we tried to approach the necessity of the new regulation
known as “Social Media Law” from a different standpoint.
Disinformation Sharing Misleading Information Fake News Regulating Social Media
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |
Bilişim Hukuku Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.