Bu makalenin amacı Karl Popper’ın yanlışlanabilirlik ilkesine dair görüşlerini açığa çıkarmaktır. Popper’dan önceki düşünürler, hangi tür önermelerin doğrulanabilir olduğunu bulmaya çalışırken Popper, yanlışlanabilir olan önermeleri araştırarak yerleşik bilim anlayışına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Eleştirel ve yenilikçi olan bu bakış açısıyla o, sözde bilimleri bilimden ayırmaya çalışmıştır. Popper, söz konusu ayırma işlemini mantıkçı pozitivistler gibi anlamlılık – anlamsızlık çerçevesinde değil, bilimsel olan ile bilimsel olmayan arasında yapmıştır. Çünkü ona göre bilim ve metafizik arasında mantıkçı pozitivistlerin iddia ettiği gibi keskin bir sınır olmayabilir ve sözde bilimler bile anlamlı olabilir. Bir önermenin bilimsel bir nitelik kazanması onun mantıksal kurgusunun sınamaya ve bu sınamalar sonucu yanlışlanabilmeye imkan sağlayıp sağlamamasına bağlıdır; çünkü yanlışlanma imkanı olmayan bir önerme, sınanabilir olsa da bilgi içeriği taşımaz. Bilgi içeriği taşımayan bir önermenin ise bilimsel olup olmamasının bir anlamı yoktur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 1 |
BİLSAM Yayıncılık Bu dergi açık erişim sağlama politikasını benimsemiştir.
Dergide yayınlanan yazıların ilmî, fikrî ve hukukî sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayın kurulu gönderilen yazıların yayınlanıp yayınlanmaması konusunda serbesttir. Dergiye gönderilen yazılar iade edilmez. DERGİYE GÖNDERİLEN YAYINLAR İNTİHAL AÇISINDAN İNCELENİR.
Yayımlanmış yazıların her türlü yayın hakkı Birey ve Toplum Dergisi'ne aittir. Dergide yayımlanmış yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.