Edebiyat ve felsefe arasındaki
ilişki geçmişten günümüze kadar birçok araştırmacının dikkatini çekmiş ve onlar
tarafından bu konuda bazı çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda başlangıçta
genellikle bir alan öncelenmiş, birinin diğerinden üstün olduğu dile
getirilmiş; farklılıklarının yanı sıra benzer yönleri de bulunan iki alanın
birbirinin yerine geçemeyeceği, bununla birlikte birbirinden istifade
edebileceği gözden kaçırılmıştır. Ancak önceki felsefî düşüncelerden farklı
olarak insana yaklaşan ve insanlık durumlarını açıklamada edebî dili kullanmayı
tercih eden varoluşçu filozofların ortaya çıkmasıyla birlikte edebiyat ve
felsefe arasındaki ilişki de yeniden gündeme gelmiştir. Bu noktadan sonra
yapılan araştırmalarda genellikle roman ve hikâye gibi kurgusal türler ile
felsefe konusu üzerinde durulmuş, şiir ile felsefe konusuna pek değinilmemiş,
varoluşçulukla birlikte bir değere sahip olan endişe kavramı ile şiir
arasındaki ilişki ise hiç araştırılmamıştır. Varoluşçuluk bağlamında
edebiyat ve felsefe arasındaki ilişkiye ışık tutan bu çalışmada edebiyat ve
felsefenin sınırları, iki alanın birbirine dönüşmesi, edebiyatın felsefeden
felsefenin edebiyattan nasıl istifade edebileceği, iki alanın benzerlik ve
farklılıkları ve nihayetinde şiir ve endişe arasındaki bağlantı konularında
ortaya çıkan problemlere çözüm getirmek amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 1 |