Infertility is a biopsychosocial phenomenon that results in couples in reproductive age unable to have children despite having regular unprotected sexual intercourse for one year. In this process, couples experience many problems such as decreased self-esteem, sexual dysfunctions, ineffectiveness in role performance, loss of control, anxiety, depression, social isolation, guilt, social pressure and stigma. Therefore, in coping with this period, which they perceive as a crisis that negatively affects their quality of life, they can apply to biological-based traditional and complementary medicine practices, which they think are effective, safe and more economical, aiming to increase the chance of getting pregnant in addition to medical treatment. In this review, the evidence level of studies on biological-based traditional and complementary medicine practices such as lifestyle changes, vitamin and mineral supplements, and herbal product consumption, which infertile couples frequently apply, were examined. In line with the results obtained; It is aimed that infertile couples prefer reliable and effective traditional and complementary medicine practices and that all relevant health professionals, especially nurses working in this field, can provide training/consulting services for the benefit of the patient with awareness. In this way, it is thought that by increasing the rate of preference of traditional and complementary medicine practices with high evidence level of infertile couples, a social contribution can be made to the preservation and improvement of fertility.
Biological products Traditinonal Medicine Infertility Evidence-based practice Complementery therapies
İnfertilite, üreme çağında olan çiftlerin bir yıl süre ile düzenli korunmasız cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen çocuk sahibi olamamaları ile sonuçlanan biyopsikososyal bir olgudur. Bu süreçte çiftler; benlik saygısında azalma, cinsel işlev bozuklukları, rol performansında etkisizlik, kontrol kaybı, anksiyete, depresyon, sosyal izolasyon, suçluluk, toplumsal baskı ve damgalanma gibi birçok sorun yaşamaktadır. Dolayısıyla yaşam kalitelerini olumsuz etkileyen adeta kriz olarak algıladıkları bu dönem ile baş etmede, tıbbi tedavinin yanı sıra gebe kalma şansını artırmayı amaçlayan, etkili, güvenli ve daha ekonomik olduğunu düşündükleri biyolojik temelli geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına başvurabilmektedirler. Derleme niteliğindeki bu makalede; infertil çiftlerin sıklıkla başvurduğu yaşam tarzı değişiklikleri, vitamin ve mineral takviyesi, bitkisel ürün tüketimi gibi biyolojik temelli geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına ilişkin çalışmaların kanıt düzeyi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda; infertil çiftlerin güvenilir ve etkili geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını tercih etmeleri ve bu alanda çalışan hemşireler başta olmak üzere ilgili tüm sağlık profesyonellerinin farkındalıkla hasta yararına eğitim/danışmanlık hizmeti verebilmeleri hedeflenmektedir. Bu sayede infertil çiflerin kanıt düzeyi yüksek geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını tercih etme oranlarının artırılarak fertilitenin korunması ve iyileştirilmesine yönelik toplumsal katkı sağlanabileceği düşünülmektedir.
Biyolojik temelli ürünler Geleneksel tıp İnfertilite Kanıta dayalı uygulama Tamamlayıcı terapiler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | DERLEME MAKALE |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ağustos 2023 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mart 2023 |
Kabul Tarihi | 5 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 5 Sayı: 2 |
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.