Dinin tıp, sağlık ve hastalıkla
ilişkisini sosyolojik perspektiften ele alan bir alt-disiplin olarak
tanımlayabileceğimiz Medikal Din Sosyolojisi’nin en temel konularından biri
din-tıp ilişkisidir. Ancak din sosyolojisi alanyazınında bu konuya yeterli ilginin
gösterilmediği anlaşılmaktadır. Tarihsel sürece bakıldığında, tıp alanında
yaşanan gelişmelerin sekülerleşme süreciyle doğrudan bağlantılı olduğu
görülecektir. Özellikle 19. yüzyılın sonundan itibaren tıpta yaşanan
gelişmeler, toplumsal yaşamda tıbbın giderek baskın bir unsur hâline gelmesine
neden olmuştur. ‘Medikalleşme’ olarak adlandırılan bu süreç sayesinde tıp,
zaman içinde yaşamın her alanına nüfuz eden bir konuma ulaşmıştır. Öyle ki, bir
zamanlar yalnızca din adamlarının tekelinde bulunan ‘sorgulamaya ve eleştiriye
kapalı olma’ durumu günümüzde hekimler aracılığıyla tıbba hasredilmiş
görünmektedir. Bu güç tıbba kutsal bir dokunulmazlık zırhı sağlamış, rasyonel
bilimden aldığı yetkiyle hareket eden hekimler ise uyguladıkları tedavilerin
itiraza mahal vermeyecek ölçüde tek geçerli yöntem olduğu fikrini
vazetmişlerdir. Böylesi bir tablo, ortaya çıkışı itibariyle seküler bir girişim
olan modern tıbbın, medikalleşme sürecinin doğal sonucu olarak kutsal bir
kimliğe büründüğünün kanıtı olarak görülebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2018 |
Kabul Tarihi | 27 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 14 Sayı: 14 |