Harvey, mekan-zaman sabiteleri yaklaşımında ilk olarak aşırı sermaye birikiminin, sermayede değer kaybına yol açacağını ifade eder. Aşırı sermaye birikiminin değer kaybını frenlemek içinse, sermayenin aşırı kısmını üretimden çekmek gerekir. Çünkü bu süreçte üretimde de ihtiyaç fazlası olacak ölçüde aşırılık vardır. Artık sermayenin değer kaybını önlemek için mekana yönlendirerek yeni değer yaratımının takip edileceğini savunur. Hem 2008 krizinin çıkışında, hem de devletlerin kurtarma paketleriyle krizden geçici süreyle çıkışı sağlamaları sonrasında değer kaybını engellemenin gerekeceği küresel ölçüde aşırı sermaye sorunuyla karşılaşılmıştır. Değer kaybının önlenmesindeki yatırım enstrümanı da emlak piyasasıdır. Bu durum bina üretiminin doygun olmayan bölgelere de yayılımını gerektirdiğinden, üretimin desantralizasyonu gerekir. Türkiye de aşırı sermaye akımının yaşandığı ülkelerdendir. Uygulamada konut üretiminin bölgelerarası dağılımındaki eşitsizliğin 2007-2019 arasındaki gelişimi analiz edilmiştir. Uygulamada Atkinson endeksi kullanılmıştır. Veriler TÜLK’ten derlenmiştir. Elde edilen bulgular, konut üretiminin bölgelerarasındaki eşitsizlikte 2008 sonrası için şiddetli yakınsamayı göstermiştir. Bu durum, konut üretiminin desantralize oluşunu kanıtlamaktadır. Bu da küresel ölçüdeki aşırı sermaye birikimiyle emlak sektöründe yaşanan genişlemenin Türkiye ölçeğinde de hakim olduğunu göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kentsel Politika |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 9 Sayı: 17 |