İslâm hukuku literatüründe, bireyler arası mal ve hizmet ilişkilerini düzenleyen muamelatın önemli bir parçası olan kiralama işlemleri, tarih boyunca farklı toplumsal ve ekonomik şartlar çerçevesinde çeşitli uygulama biçimleriyle ele alınmış ve fıkhî tartışmalara konu olmuştur. Bu doğrultuda özellikle arazi kiralama akitleri, bedelin belirlenmesi ve ürün paylaşım esasları yönüyle fıkıh doktrininde tartışmaların odağında yer almıştır. İslâm hukukunda araziye dair tasarruflar, kiralama akdinin yanı sıra müzâraa, müsâkât ve muhâbere gibi ürün paylaşımına dayalı ortaklık akitleri şeklinde sınıflandırılmakta ve bu akit türlerinin tamamında arazi, bedel ve menfaat unsurları belirleyici olarak öne çıkmaktadır. Zira fıkıh literatüründe kiralama bedelinin mahiyetine ve miktarına ilişkin çeşitli tartışmalar bulunmaktadır. Söz konusu tartışmaları esas alarak yapılan bu çalışmanın temel hedefi, arazi kiralama bedelinin fıkhî mahiyetini ve mezhepler arası fikir ayrılıklarını irdelemektir. Buna göre, arazinin genellikle para, urûz ve topraktan çıkan ürün karşılığında kiraya verilebileceği kabul edilmiştir. Arazinin para cinsi bir bedel karşılığında kiraya verilmesinde herhangi bir engel görülmezken, diğer iki yöntemle yapılan kiralama akitlerinde fakihler arasında tartışmalar ortaya çıkmıştır. Urûz karşılığında yapılan arazi kiralama tartışmalarının merkezinde Mâlikîler’in mezhep içi görüş ayrılıkları ile cumhurun görüşleri yer almaktadır. Topraktan çıkan ürün karşılığında kiralama hususunda ise garar ve ribâ gerekçesiyle bazı fakihler cevaz vermezken, Hanbelîler ile Ebû Yusuf ve İmam Muhammed buna cevaz vermiştir. Râfiʿ b. Hadîc’in rivayet ettiği hadis ve İbn Ömer’in bu hadisle amel etmesi, görüş ayrılıklarını derinleştirmiştir. Özellikle çalışma, bu konuda fakihlerin karşılıklı delilleri ve cevaplarına yer vererek, ilgili meseleye yönelik yaklaşımlarını tespit etmekte, aralarındaki tartışmaları karşılaştırmalı biçimde incelemekte ve nihayet değerlendirme bölümünde güçlü görülen yaklaşımları temellendirerek savunmaktadır.
In the literature of Islamic law, leasing transactions constitute an important part of muʿāmalāt regulating interpersonal property and service relations and have been shaped by different social and economic conditions, giving rise to juristic debate. In particular, land lease contracts have stood at the center of doctrinal discussions concerning the determination of rent and principles of crop sharing. In Islamic law, land-related transactions are classified not only as lease contracts but also as product-sharing partnerships such as muzāraʿa, musāqāt, and muḥābara, in all of which land, consideration, and usufruct are decisive elements. Accordingly, the nature and amount of rent have been among the contested issues in the fiqh literature. Based on these debates, the objective of this study is to examine the juristic nature of land rent and inter-madhhab disagreements. It is generally accepted that land may be leased in return for money, ʿurūḍ, or produce obtained from the land. While leasing land for a monetary consideration is permitted, disputes have arisen among jurists concerning the latter two methods. Discussions on leasing land in exchange for ʿurūḍ involve intra-Mālikī disagreements and the views of the majority of jurists. Regarding leasing in return for produce, some jurists have disallowed it on the grounds of gharar and ribā, whereas the Ḥanbalīs, Abū Yūsuf, and Imām Muḥammad have permitted it. In particular, this study presents the jurists’ reciprocal evidences and responses on this issue, identifies their approaches to the matter, examines their debates comparatively, and ultimately defends the approaches deemed stronger in the evaluation section.
İslâmic Law, Muzāraʿa, Land leasing, ʿUrūḍ, Harvest.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İslam Hukuku |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 16 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 24 Kasım 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 26 |