İnsan varoluşunun ilk
zamanlarından başlayarak onun estetik hazlarının tetikleyicisi olan ney,
kamıştan üretilmiş nefesli bir sazdır. Bir çalgı olarak farklı biçimleriyle
kullanılan ney türevleri, Anadolu’da başpâreli biçimiyle On üçüncü yüzyıl
sonrasında farklı bir anlam kazanmış, ilahi bilgeliğin temsilcisi olmuştur.
Kendi içerisinde akorduna göre birçok çeşidi bulunan ney, gövde, başpâre ve parazvâne bölümlerinden oluşmaktadır ve
her saz gibi kendine has zorluklara sahiptir. Ney fiziki varlığı, ses
kapasitesi ve icra biçimi olarak Türk müziğinde, özellikle tasavvuf müziğinde
büyük önem kazanmıştır. Ancak bu işlevin ötesinde ney, kendisine yüklenilen
anlam neticesinde ilahi âlemden uzak düştüğünün bilincinde olan kâmil insanı temsil
etmiştir. Mevlâna ney üzerinden sadece ayrılıkları tasvir etmemiş, bir kavuşma
reçetesi sunmuştur. Yokluk, Hayâl ve Varlık âlemleri arasında seyreden insan
ruhu, mûsikî ile yücelir. Varlık âleminin duyularla sınırlı darlığı, hayâl
âleminde azalır ve yokluk âlemine kapılar açar. Ney üzerindeki delikler insan
başındaki uzuvlardan çok duyuları temsil eder, bu deliklerin kapatılması
halinde içsel duyuların açılacağı, ortaya çıkan karanlığın sonsuz hayatın
kapılarını aralayacağı anlatmaktadır. Böylelikle ney, insanı dağa, taşa
sığmayıp gönlünde yer bulan ilahi hakikatle buluşturan ve kavuşmayı körükleyen
bir sembol haline gelmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 12 |
Bartın Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 (CC BY-NC) Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/