Ağıtlar, kurmaca yönü az ve gerçekleri anlatan bir tür olduğundan toplumun kolektif hafızasının en önemli araçlarından biridir. Özellikle yazılı tarihin bulunmadığı dönemlerde, tarihi olayları konu alan ağıtlar, aynı zamanda birer sözlü tarih anlatılarıdır. Edebi ürünlerinin tamamen sözlü gelenek içinde yayıldığı Tunceli yöresinde, bölgenin tarihi ve sosyokültürel yapısından kaynaklanan olayları konu alan ağıtlar, bölgenin yazılı tarihinin oluşturulmasında ilk elden başvuru kaynaklarıdır. Ağıtları var eden şairler, I. Dünya-Rus Harbi, aşiret kavgaları, 1937-38 gibi yöre tarihinin dönüm noktasını oluşturan olayları aktaran toplumun kolektif hafızasının bellek aktarıcılarıdır.
Yazılı edebiyatın gelişmediği dönemde, ağıtların gerçeklik yönü ön planda tutularak sözlü tarih anlatımları olmalarına önem verilmiş; ağıtların edebi bir tür olduğu genellikle göz ardı edilmiştir. Bu yüzden bölge ağıtları üzerine araştırma yapan kaynaklarda, derlenen ağıtlar edebi açıdan analiz edilmemiştir. Bu çalışmada; ağıtın kültürel bellek aktarımındaki önemine, bölge ağıtları üzerine yapılmış çalışmalara, bölge ağıtlarının konu çeşitliğine ve nedenlerine vurgu yapılarak derlenen ağıtlarda yer alan yergi ve ironi örnekleri analiz edilmiştir. Tunceli ağıtları, sadece toplumsal ve tarihsel olayların tanığı olmayıp aynı zamanda sanatsal açıdan da oldukça güçlü dil ve anlatım özelliklerine sahip olduğundan edebi açıdan analiz edilmeyi hak etmektedir. Bu düşünceden hareketle çalışmada; yöre insanının ölümü anlatırken dahi sözünü sakınmayan, karşısındaki ne kadar güçlü olursa olsun, yanlışı eleştirmekten çekinmeyen tutumunun bir yansıması olan yergi ve ironi örneklerini, ağıtlarda nasıl kullandıkları analiz edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dünya Dilleri, Edebiyatı ve Kültürü (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 25 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 16 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 20 |