Dini yapıların farklı dinlerin ibadet gereksinimlerine uygun formlarda yeniden düzenlenmesi, yüzyıllar boyunca süregelen yaygın bir pratik olarak karşımıza çıkmaktadır. Anadolu’da pagan halklarının ibadetlerine özgü inşa edilmiş olan tapınaklar, Geç Antik Çağ’da Hristiyanlığın egemen din haline gelmesiyle birlikte kilise olarak kullanılmış, benzer şekilde ilk Türk fetihleriyle beraber kiliseler de camiye dönüştürülmüştür. Anadolu’da söz konusu dönüşüm geleneğinin yakın döneme ait bir uzantısı da, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması’nın ardından gerçekleşen zorunlu mübadele sonrasında yaşanmıştır. İzmir İli Çeşme İlçesi Dalyan Mahallesi’nde yer alan ve günümüzde `Dalyan Mahallesi Camii’ olarak adlandırılan yapı, mimari açıdan 19. yüzyıl özellikleri gösteren ve eski adı `Zoodohos Pigis’ olan bir kiliseden dönüştürülmüştür. Bu çalışmada, yapının tanıtımı yapılarak mevcut mimari özellikleri üzerinden dönüşüm esnasında gerçekleşen mimari müdahaleler incelenmiştir. Çalışmada ayrıca gayrimüslimlerin imar faaliyetlerinin yoğunlaştığı 19. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu’nun dini yapıların inşasına yönelik tutumu ve mübadele süreci sonrasında bu yapıların tekrar işlevlendirilmesi gibi hususlar incelenmiş, yeniden kullanımın sebepleri değerlendirilmiştir.
The rearrangement of religious buildings in forms suitable for the worship needs of different religions has been a common practice for centuries. The temples, which were built for the worship of pagan peoples in Anatolia, were used as churches when Christianity became the dominant religion in Late Antiquity, and similarly, churches were converted into mosques with the first Turkish conquests. A recent extension of the transformation tradition in Anatolia was experienced after the forced exchange that took place after the Treaty of Lausanne in 1923. The building, which is located in the Dalyan (Çeşme/İzmir) and is now called the `Dalyan Mosque', was converted from a church, formerly known as `Zoodohos Pigis'. In this study, the architectural interventions that took place during the transformation of the building were examined. In addition, in the 19th century, when the construction activities of non-Muslims intensified, the attitude of the Ottoman Empire towards the construction of religious buildings and the re-functioning of these structures after the population exchange process were examined.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |