Anatolia’s rich historical geography led to the emergence of verbal cultural inheritance sustained by different civilizations, communities and faiths. While some of the legends are attributed to the different regions reflecting similar characteristics by successors who adds motifs peculiar to them without distorting the main theme, some of them are created as irrelevant to each other by the communities with various faiths. For the folklorists, the narrator’s and the audience’s perception of reality which is independent from the historical and scientific facts is the main element to separate the legends from the myths. There is no doubt that nonexistence of pagan ancient people who would accept all the things real produced by imagination and explain the creation of universe, human-being, plants or animals by relating it with a cause left the perception of reality to the narratives of the successors who have the audiences with different thinking and faith. The personalities and events change although this perception of reality is permanent for the communities of closer period of time when compared to the prehistory. In this paper, Balıklıgöl in the province of Şanlıurfa which can be a sample for the legends of which plots revolve around different persons and events in the same place is introduced. There are accounts related to the city of Şanlıurfa (Edessa) in Egeria’s diary written in letters who went on a pilgrimage to the Holy Lands in the 4th century A.D. from Gaul. The most interesting one among these accounts is the legend about the emergence of Balıklıgöl which revolves around King Abgar
Anadolu’nun zengin tarihi coğrafyası; farklı medeniyetlerin, toplumların ve inançların beslediği oldukça kapsamlı bir sözlü kültür kalıtının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Söylencelerin bir kısmı ardıllar tarafından kendilerine özgü motifler eklenerek, ana tema bozulmadan benzer özellikler gösteren farklı bölgelere izafe edilirken; bir bölümü, ayrı inançlara sahip toplumlar tarafından birbiriyle ilintisiz oluşturulmuştur.
Halk bilimciler tarafından tarihi ve bilimsel gerçeklerden bağımsız, anlatan ve dinleyenlerdeki gerçeklik algısı efsaneleri mitlerden ayıran başlıca unsurlardan biri olarak kabul edilmiştir. Şüphesiz düşün gücünün yarattığı ne varsa gerçek kabul edecek, bir nedene bağlayarak evreni, insanı, bitkilerin ya da hayvanların yaratılışını, özelliklerini açıklayacak çok tanrıcı inanca sahip Eskiçağ insanının namevcut hali, gerçeklik algısını günümüzde farklı düşün, inanç yapısına sahip dinleyicileri olan ardılların anlatılarına bırakmıştır. Tarih öncesine göre birbirine daha yakın zaman dilimi sayılabilecek toplumlarda bu algı sabit kalmakla birlikte, şahıs ve olaylar değişmektedir.
Bu çalışmada aynı mekân, ancak farklı şahıs ve olaylar etrafında örülen efsanelere bu yönüyle örnek olabilecek Şanlıurfa ilindeki Balıklıgöl’e yer verilmiştir. M.S. IV. yüzyılda Kutsal Topraklara hac yolculuğu yapmış Egeria adlı Galyalı bir kadının mektup biçiminde kaleme aldığı günlüklerde Şanlıurfa (Edessa) kenti ile ilgili anlatılar bulunmaktadır. Bunlar arasında en dikkat çekici olanı Kral Abgar’ın etrafında şekillenen Balıklıgöl’ün ortaya çıkışını anlatan söylencedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |