20. yüzyılın başından itibaren, başta Klasik İktisat, Neoklasik İktisat ve Keynesyen İktisat olmak üzere, ana akım iktisat olarak adlandırılan görüşlerle ekonomi şekillenmiştir. Ana akım iktisadının uzun yıllar boyunca matematik ile iç içe bir bilim olarak var olması, beşeri bir bilim olmasına rağmen, zaman içinde psikoloji ve sosyolojiden uzaklaşmasına sebebiyet vermiştir. Diğer bir deyişle ana akım öğretide matematik bir araç değil, amaç olarak ele alınmaya başlanmıştır. Sınırlandırıcı varsayımlarla oluşturulan matematiksel modeller ile açıklanmaya başlanan birçok kuram ve teori, bugünkü ekonomik olayların birçoğuna ve kriz ortamına açıklık getirmekte yetersiz kalmaktadır. Geleneksel iktisadın kabul ettiği rasyonel birey varsayımını tartışmaya açarak çalışmalarına başlayan davranışsal iktisat ise psikoloji biliminin de kazandırdığı sonuçlarla farklı bir pencere açılmasına olanak vermiştir. Hatta bugün birçok ülkenin kamu politikalarında davranışsal ekonomi uygulamaları da yerini almaya başlamıştır. Nitekim bu gelişmelerle birlikte, davranışsal iktisat alanında Türkçe eser sayısının yetersizliği, bu alanın gelişiminde olumsuz etki yaratmaktadır. Bu çalışmanın amacı, davranışsal iktisat dalına ilgi duyan ve konuda araştırma yapmak isteyen araştırmacılar için davranışsal iktisat dalının öneminin, tarihsel sürecinin ve günümüz aşamasına gelene kadar yaşadığı dönüm noktalarının ve eserlerinin derlenmesi ile tek bir çatı altında sunulmasıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | İktisadi ve idari Bilimler Sayısı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 16 Sayı: 2 |