While fictitious translator characters in novels point to the social position of translators, they also shed light on how the profession of translation is perceived by the society. In recent years, the extent to which translator characters in fictional worlds reflects real-life translators and the reality of translation, and to what extent the connection between real life and fictional life reflects these two began to be studied frequently within the context of translation sociology. The way fictional translators and the translation profession are shown in novels can also be considered as a reflection of both the author’s and the society’s perception. While some authors reflect their own translating experiences to the characters they create, others portray characters that are the result of their observations related to the profession of translation. In the light of these data, establishing a link between the author of a work and the characters they create in their work could provide information about the value and status attributed to translators and to the profession of translation during the time of writing that literary work. In accordance with the general practice of his time, Sabahattin Ali worked as a translator in addition to being an author and included translator characters, a reality drawn from his own life, in his works. Knowing very well how the mental processes between two languages and two cultures work from his own experiences, Ali chose to use translators and the translation profession as role models in his novels and short stories. The translator character in his novel Madonna in a Fur Coat (1943) and the translator character in his short story called Dekolman, which is published as part of his short story book The Glass Palace (1947), are the protagonists in these works. This shows that the characters in Sabahattin Ali’s works choose the profession of translation as a conscious choice rather than as a coincidence. Pierre Bourdieu's habitus and field theories provide a theoretical overview for examining the relationship between Sabahattin Ali, who experienced the reality of translation profession throughout his career, and the translator characters he fictionalized in his works, and for determining the social development processes of the translator characters presented to the reader. Through the analysis methods offered by the habitus theory, we tried to determine the habitus characteristics of “Translator Raif Efendi”, who is the protagonist in Sabahattin Ali's Madonna in a Fur Coat (1943) novel, the social status and role of translators, the social perception surrounding them and their profession, and how the author himself views translators and the profession of translation. Furthermore, Bourdieu's field theory helped us examine the social prototype of translator Raif Efendi's physical, spiritual and cognitive characteristics specific to the translation field. Sabahattin Ali's Madonna in a Fur Coat, which was written in 1943 but has gained renewed popularity in the twenty-first century, is the result of the author's success in reflecting real life into literature. Like the realistic characters who immortalized many western classics, the translator Raif Efendi character carried the success of this work beyond its period. The novel, Madonna in a Fur Coat, has also become a classic in terms of the way it reflects the real-life perspective about translators and the profession of translation in a literary work.
Keywords: sociology of translation, habitus, translator, fictional translator, translator image in literary works
sociology of translation habitus fictional translator translator image in literary works translator perception
Romanlara konu olan çevirmen karakterleri, çevirmenlerin toplumsal konumuna işaret ederlerken, çevirmenlik mesleğinin toplum tarafından algılanışına da ışık tutmaktadırlar. Kurgusal dünyada yansıtılan çevirmen karakterlerinin gerçek hayattaki çevirmenleri ve çeviri gerçeğini ne derecede yansıttığı, gerçek hayat ve kurgusal hayat arasındaki bağın ne ölçüde birbirlerini yansıttığı, son yıllarda çeviri sosyolojisi bağlamında yapılan çalışmalarda sıkça yer almaya başlamıştır. Romanlardaki kurgusal çevirmenlerin ve çeviri mesleğinin yansıtılma şekli, hem yazarın hem de toplumsal algılamanın bir yansıması olarak da değerlendirilebilir. Kimi yazarlar çeviri mesleğinde edindikleri deneyimleri karakterlerine yansıtırlarken, kimi yazarlar da eserlerinde çevirmenlikle ilgili gözlem yeteneklerinin bir sonucu olan karakterleri canlandırmaktadırlar. Bu veriler ışığında, eserin yazarı ile eserde kurgulanan karakterler arasında bir bağ kurularak, eserin yazıldığı dönemde çevirmene ve çeviri mesleğine yüklenen değer ve statü hakkında bilgiler edinilebilir. Sabahattin Ali, yaşadığı dönemin atmosferine uygun olarak yazarlığın yanı sıra çevirmenlik de yapmış ve eserlerinde, hayatının gerçekliği olan çevirmen karakterine yer vermiştir. İki dil ve iki kültür arasındaki zihinsel süreçlerin nasıl işlediğini kendi deneyimlerinden dolayı çok iyi bilen Ali, romanlarında ve öykülerinde çevirmeni ve çevirmenlik mesleğini rol model olarak seçmiştir. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanında ve Sırça Köşk (1947) isimli öykü kitabının içinde yer alan Dekolman isimli öyküsünde çevirmen karakteri, başkahraman olarak yer alır. Bu durum eserlerindeki karakterlerin çevirmenlik mesleğini seçmesinin bir tesadüften çok, bilinçli bir seçim olduğunu gösterir. Çevirmenlik gerçeğini tüm meslek hayatı boyunca yaşamış olan Sabahattin Ali ve eserinde kurguladığı çevirmen karakteri arasındaki bağı incelemek ve okuyucuya sunulan çevirmen karakterinin toplumsal gelişim sürecini saptayabilmek için, Pierre Bourdieu’nün habitus ve alan kuramları, kuramsal bir üst bakış sağlamaktadır. Habitus kuramının sunduğu çözümleme yöntemleriyle, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna (1943) eserinin kahramanı tercüman Raif Efendi’nin habitus özellikleri ve yazarın çevirmene ve çevirmenliğe bakışı ve toplumsal statüsü ve rolü, çevirmenlik ile ilgili toplumsal algı hakkında bilgiler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bourdieu’nün alan kuramı ise, tercüman Raif Efendi’nin fiziksel, ruhsal ve bilişsel özelliklerinin, çeviri alanına özgü toplumsal prototipini incelememizi sağlamıştır. Sabahattin Ali’nin 1943 yılında kaleme aldığı ve yirmi birinci yüzyılda yeniden popülerlik kazanan Kürk Mantolu Madonna eseri, yazarın gerçek hayatı edebiyata yansıtmasındaki başarısının sonucudur. Tercüman Raif Efendi karakteri, birçok batı klasiğini ölümsüzleştiren gerçekçi karakterlerin bir benzeri olarak, eserin başarısını döneminin ötesine taşımıştır. Kürk Mantolu Madonna romanı, gerçek hayatta çeviri mesleğine ve çevirmene bakışın edebiyat eserine yansıtılma biçimiyle de bir klasik haline gelmiştir.
çeviri sosyolojisi kurgusal çevirmen eserlerde çevirmen imgesi çevirmen algısı habitus
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 30 |