The historical roots of women's struggle against unequal conditions in Turkish political life can be traced back to the women's movement that emerged within the masculine political and social structure of the Ottoman Empire. The questioning and searching that began in the Ottoman Empire in the 19th century constituted an important starting point for women's access to the public sphere. In the masculine political and social order of this period, there was an approach that women should be in the private sphere. However, within the scope of the modernization processes that developed in the Ottoman Empire during this period, there were some changes in the social and economic conditions of women. Nevertheless, it is difficult to say that women made gains especially at the political level. Although there were developments indicating an awareness and struggle on the part of women for their political rights, women had to wait for the Republic to realize their political rights. With the Republican Revolution, women gained most of their basic rights at the political, social and economic levels. It is an important democratic development that women gained their political rights before most countries in Europe. However, in the historical process, women's participation in politics and political representation levels have not progressed in the expected direction and women's representation levels have remained weak. Although women's gaining their political rights is positive in terms of establishing a relationship of equal representation, the data in politics show that men are in the majority and politics is subject to a masculine functioning. In parallel with the developments in the world, the fact that men have a dominant position in Turkish political life compared to women has negatively affected women's participation in politics. The low level of women's representation in Turkish politics from the process that started with women gaining their political rights to the present day has led to politics being a male-dominated field. In this study, the factors contributing to the low levels of women's representation and the patriarchal nature of politics are examined in a historical context using the literature review method. However, due to the multidimensionality and depth of the subject, a period-specific limitation is applied, and the historical context is confined to the period starting from the Ottoman era and continuing until the 2000s.
Türk siyasal yaşamında kadınların yaşadıkları eşitsiz koşullara karşı verdikleri mücadelenin tarihsel kökleri Osmanlı’daki eril siyasal ve toplumsal yapı içerisinde oluşan kadın hareketine dayanmaktadır. Osmanlı’da 19. yüzyılda başlayan sorgulama ve arayışlar, kadınların kamusal alana çıkmaları konusunda önemli bir başlangıç noktasını teşkil etmektedir. Bu dönemdeki eril siyasal ve toplumsal düzende, kadınların özel alanda yer almaları gerektiği yönünde bir yaklaşım söz konusudur. Fakat Osmanlı’da bu dönemde gelişen modernleşme süreçleri kapsamında, kadınların sosyal ve ekonomik koşullarında birtakım değişimler yaşanmıştır. Buna rağmen kadınların özellikle siyasal düzeyde bir kazanım elde ettiklerini söylemek güçtür. Kadınlar tarafında siyasal hak talepleri doğrultusunda bir bilinçlenme ve mücadeleye işaret eden gelişmeler olsa da kadınların siyasal haklarına kavuşmaları için Cumhuriyet’i beklemeleri gerekmektedir. Cumhuriyet Devrimi ile birlikte kadınlar, siyasal, toplumsal ve ekonomik düzeyde olmak üzere çoğu temel haklarına kavuşmuşlardır. Kadınların Avrupa’daki çoğu ülkeden önce siyasal haklarını kazanmaları önemli bir demokratik gelişmedir. Bununla birlikte tarihsel süreçte kadınların siyasete katılımları ve siyasal temsil düzeyleri beklenilen doğrultuda ilerlememiş, kadın temsil düzeyleri zayıf kalmıştır. Kadınların siyasal haklarını elde etmeleri, eşit temsil ilişkisinin oluşması açısından olumlu olsa da politikadaki veriler erkeklerin sayıca çoğunlukta olduğunu ve siyasetin eril bir işleyişe tabi olduğunu göstermektedir. Dünyadaki gelişmelerle koşut olarak, Türk siyasal yaşamında da erkeklerin kadınlara kıyasla siyasette egemen bir konumda olması, kadınların politikaya katılımlarını olumsuz etkilemiştir. Türk siyasetinde kadınların siyasal haklarını kazanımı ile başlayan süreçten günümüze kadar kadın temsil düzeylerinin düşük oranda kalması, siyasetin erkek egemen bir alan olmasına yol açmıştır. Çalışmada literatür taraması yöntemine başvurularak kadın temsil düzeylerinin düşük kalması ve siyasetin ataerkil bir alan olmasına kaynaklık eden unsurlar tarihsel bağlamda ele alınmaktadır. Bununla birlikte konunun çok boyutluluğu ve derinliği açısından dönemsel bir kısıtlamaya gidilerek tarihsel bağlam, Osmanlı’da başlayan 2000’li yıllara kadar devam eden süreçle sınırlandırılmaktadır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 23 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 28 Kasım 2024 |
| Kabul Tarihi | 4 Nisan 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 23 Sayı: 57 |