Muḳātil b. Suleymān’ın (öl. 150/767) et-Tefsīru’l-kebīr adlı eseri, tefsir literatürünün erken dönem kaynaklarından bize ulaşan ilk tam tefsir kabul edilir. et-Tefsīru’l-kebīr’de Kur’ân âyetlerini tefsir eden müfessirin, altını çizerek vurgulu bir şekilde ele aldığı meselelerden biri Hz. Peygamber’in tebşirinin Kitāb-ı Muḳaddes’te gizlenmesidir. Müfessir, Kitāb-ı Muḳaddes’te Hz. Peygamber’in müjdelendiğinin gizlenmesiyle bu kitapların tahrifi arasında irtibat kurar. Kitāb-ı Muḳaddes’in tahrifi iddiasından yolan çıkan Muḳātil b. Suleymān’ın bu iddiasını delillendirmek için tefsir ettiği âyetleri incelediğimizde tefsirde tahsis olgusuyla karşılaşırız. Tahsis fıkıh usulü literatüründe, ʿāmm bir lafızla, kapsadığı fertlerden bir kısmının kastedildiğinin bir delille açıklanması anlamında kullanılan bir terimdir. Bu terimin muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, Muḳātil b. Suleymān’ın tefsirde tahsis yapmasının, pek çok anlama müsait lafızların anlamını sadece bir içerikle sınırlandırma anlamına geldiği anlaşılır. Muḳātil b. Suleymān’ı tefsirde tahsis yapmaya sevk eden ana etken, tahrif konusudur. Kitāb-ı Muḳaddes’in tahrifi meselesi, Müslüman ilim insanlarının dikkatini çeken bir konu olagelmiştir. Zira Kur’ân’da, Tevrat’ın tahrifi يحرفون “tahrif ediyorlar”, فَبَدَّلَ “değiştirdi”, يَلْوُ۫نَ اَلْسِنَتَهُمْ “dillerini eğip büküyorlar”, يَكْتُمُونَ “gizliyorlar”, وَلَا تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ “hakkı batılla karıştırmayın”, وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ “hakikati saklamayın”, يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِاَيْد۪يهِمْ “Kitap’ı elleriyle yazıyorlar” ifadeleriyle zikredilmektedir. Kur’ân’ın bu husustaki beyanı, âlimlerin Tevrat’la alakalı tenkitlerini teşvik etmiştir. Tenkit edilen hususlar arasında Hz. Muhammed’in önceki kitaplarda müjdelendiği meselesi, Tevrat’ın kökeni, kronolojik sıralamada yanlışlık, üslup farklılığı, bilgi hataları ve çelişkiler vardır. Ehl-i Kitap’a yöneltilen bu eleştirilerin arasından, Muḳātil b. Suleymān’ın yoğunlaştığı konu tebşirdir. Onu Hz. Muhammed’in önceki kitaplarda müjdelendiği meselesini savunmaya sevk eden ana kaynak Kur’ân âyetleridir. Bunun yanı sıra müfessirin yaşadığı coğrafyanın da onun tenkitlerini şekillendirmede etkili olması kuvvetle muhtemeldir. Belh ve Merv gibi onun yaşadığı muhitlerde Yahudi nüfusu hesaba katıldığında, müfessirin Yahudilerle diyalog geliştirmesi mümkün olduğu kadar, onun eleştirilerinin bu diyaloglar çerçevesinde şekillenmesi de muhtemeldir. Muḳātil’in tahrif eleştirisi, Hz. Peygamber’in müjdelenmesi bağlamında dile getirilir. Fakat müfessirin tebşir vurgusu, tahrif eleştirisinin de ötesine geçer. Müfessir “كتم أمر محمد /بكتمان أمر محمد Muhammed’in konusunun Tevrat’ta gizlenmesi”, “نعت محمد /صفة محمد / Muhammed’in sıfatı” şeklinde kısa ibarelerle meseleyi okurun gündeminde daima canlı tutar. Tespit edebildiğimiz kadarıyla et-Tefsīru’l-kebīr’de Muḳātil b. Suleymān’ın tebşirle doğrudan alakalı bulduğu elli iki âyet vardır. Tahrif meselesini ise otuz sekiz âyette ele alır. Müfessirin hem tahrif hem de tebşirle ilişkilendirdiği âyet sayısı otuz altıdır. Onun tahrifle irtibatlandırmayıp sadece tebşirle alakalı gördüğü âyet sayısı on ikidir. Bunların arasından toplam kırk sekiz âyetin tefsirinde Muḳātil’in tahsis yaptığı tespit edilmiştir. Onun yaptığı tahsisleri tasnif ettiğimizde; sıla cümlelerinin, deyimlerin ve deyimsel ifadelerin tefsirinde, kelimelerin içeriğini belirlerken ve zamirin mercii konusunda yaptığı tahsisler olarak dört temel başlıkta derli toplu bir çerçeve oluşturabiliriz. Tebşir düşüncesi, müfessirin zihninde ana motiflerden biri olduğu için onun tefsirleri bu motife paralel bir seyir izler. Pek çok âyetin tefsirinde, bu düşünceyi meşrulaştıracak ve bu iddiayı teyit edecek düzeyde yorum örnekleri bulunur. Nitekim Âl-i İmrân 78. âyette يلوون ألسنتهم بالكتاب “Kitap’ı okurken dillerini eğip bükerler” ifadesinin tefsirinde, Hz. Muhammed’in Tevrat’taki sıfatlarının silinip bunun yerine başka sıfatların yazıldığı söylenirken; en-Nisâ 37. âyetin tefsirinde, “Muhammed’in tebşirinin gizlenmesi ve Tevrat’tan silinmesi (بكتمان أمر محمد و محوه من التوراة)” ifadeleri yer alır. Yine es-Saf 8. âyette يُر۪يدُونَ لِيُطْفِؤُ۫ا نُورَ اللّٰهِ بِاَفْوَاهِهِمْ “Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler” lafzı Yahudilerin ve Hıristiyanların Tevrat’ta ve İncil’de yer alan Hz. Muhammed’in meselesini ve onun dinini gizledikleri şeklinde tefsir edilmiştir. Oysa “Allah’ın nuru” ifadesiyle anlatılan Kur’ân’dır. Müfessirin seçtiği tebşir anlamı ise Kur’ân’ın içeriğinden bir kesittir. Böylece Muḳātil geniş anlam alanına sahip ifadenin muhtevasını daraltmıştır. Söz konusu anlam daraltma işi, teknik olarak tahsis örneği sayılır. Tefsirde tahsisin gerçekleştiği diğer örnekler; hidâyet/dalâlet, hak/bâtıl, iman/küfür, âyet, kelime, cimrilik, ilim, vaat, beyan, yüz çevirmek ve Allah’ın kitabı ibarelerinin tefsirlerinde mevcuttur. Müfessirin bağlama aşırı sadakati geniş içeriğe sahip lafızların anlamını dar bir muhtevayla sınırlandırmasını beraberinde getirmiştir.
Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi Araştırmacı Yetiştirme Projesi (AYP) kapsamında bu makalenin yazım sürecinde rehberlik eden ve her aşamasında katkısı ve desteği olan Doç. Dr. Berat AÇIL hocama şükranlarımı sunarım. Ayrıca Mukâtil b. Süleyman’ın tefsirini çalışmaya teşvik eden, makalenin olgunlaşmasında emeği olan Prof. Dr. İsmail ÇALIŞKAN hocama teşekkür ederim.
Muḳātil b. Sulaymān’s (d. 150/767) tafsīr named al-Tafsīr al-kabīr, is accepted as the first completed tafsīr that has reached us from the early sources of tafsīr literature. One of the issues that the mufassir, deals with emphatically by emphasizing the concealment of the Prophet’s tabs̲h̲īr in the Bible. The Mufassir make a connection between the concealment of the Prophet’s tabs̲h̲īr and the falsification of the Bible. When we examine the verses that Muḳātil commented to prove his claim related with falsification of these books, we encounter the phenomenon of takhṣīs in tafsīr. Takhṣīs is a term used in the literature of fiḳh method, in the sense of explaining with a word, with a proof, that some of the individuals it covers are meant. Considering the content of this term, it is understood that Muḳātil’s takhṣīs in tafsīr means limiting the meaning of words with many meanings to only one content. The main issue that prompted Muḳātil to make a takhṣīs in tafsīr is falsification. The issue of falsification of the Bible has been a subject that attracted the attention of Muslim scholars. Because in the Ḳurʾān, the distortion of the Torah is described in the following terms: يحرفون “they distort”, فبدل “altered”, يلون السنتهم “who twist their tongues”, يكتمون “they conceal”, ولا تلبسوا الحق بالباطل “confound not truth with falsehood”, وتكتموا الحق “conceal the truth”, يكتبون الكتاب بِاَيْد۪يهِمْ “They write the book with their hands”. The Ḳurʾān’s statement on this matter encouraged the criticism of the scholars about the Torah. Among the issues criticized there are; tabs̲h̲īr of Muḥammad in previous books, the origin of the Torah, inaccuracy in chronological order, stylistic differences, information errors and contradictions. Among these criticisms directed at the People of the Book, Muḳātil focuses on tabs̲h̲īr. The main source that leads him to argue that Muḥammad was heralded in previous books is the verses of the Ḳurʾān. In addition to this, it is highly probable that the geography where the mufassir lived was also influential in shaping his criticisms. Considering the Jewish population in the neighborhoods where he lived, such as Balk̲h̲ and Marw, it is possible for the commentator to develop a dialogue with the Jews, and it is also possible that his criticisms will be shaped within the framework of these dialogues. Muḳātil’s falsification criticism is expressed in the context of the Prophet’s tabs̲h̲īr. However, the mufassir’s emphasis on tabs̲h̲īr goes beyond the criticism of falsification. The mufessir always keeps the issue alive on the reader’s agenda with short phrases such as “كتم أمر محمد / بكتمان أمر محمد Muḥammad’s subject is hidden in the Torah”, “نعت محمد / صفة محمد / Muḥammad’s qualification”. As far as we can determine, there are fifty-two verses in al-Tafsīr al-kabīr that Muḳātil consider directly related to tabs̲h̲īr. He deals with the issue of distortion in thirty-eight verses. The number of verses that the mufassir associates with both distortion and tabs̲h̲īr is thirty-six. The number of verses that he does not associate with falsification but only about tabs̲h̲īr is twelve. Among them, it has been determined that Muḳātil made takhṣīs in the interpretation of forty-eight verses in total. When we classify his takhṣīs’s, we can form a tidy framework under four main headings: in the interpretation of sila sentences, idioms and idiomatic expressions, determining the content of words, and indicates of pronoun. Since the thought of tabs̲h̲īr is one of the main motifs in the mind of the commentator, his tafsīr’s follow a parallel course to this motif. In the interpretation of many verses, there are examples of interpretations that will legitimize this thought and confirm this claim. As a matter of fact, in the interpretation of the expression يلوون ألسنتهم بالكتاب “While reading the Book, they bend their tongues” in the 78th verse of sūrat āl ʿImrān, it is said that Muḥammad’s qualification in the Torah were deleted and other adjectives were written instead of it. In the tafsīr of the 37th verse of sūrat al-Nisāʾ, there are the expressions like this: “The concealment of Muḥammad’s tabs̲h̲īr and its removal from the Torah (بكتمان أمر محمد و محوه من التوراة)”. Muḳātil narrowed the content of the expression, which has a wide meaning area. This narrowing of the meaning is technically considered an example of takhṣīs. Other examples where takhṣīs made in tafsir are present in the interpretations of the phrases of guidance/aberration, right/false, belief/disbelief, verse, word, stinginess, knowledge, promise, declaration, turning away and the book of Allah. The tafsīr’s extreme loyalty to the context is accompanied by his limiting the meaning of words with broad content to a narrow content.
Tafsīr Muḳātil b. Sulaymān al-Tafsīr al-kabīr Takhṣīs Tabs̲h̲īr
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.