Tarih boyunca, yaşam kaynağı olan ruhun, ölümden sonraki akıbetini merak eden insanoğlu gerek dinler gerekse farklı felsefî teoriler yoluyla ruhun serüveni hakkında birbirinden farklı yaklaşımlar geliştirmiştir. Bu yaklaşımlardan birisi de ruhun bedenin ölümünden sonra başka bir bedenle tekrar dünyaya gelmesini ifade eden “tenasüh (ruh göçü)” inancıdır. Tarihî kaynaklar, bu inancın ilk defa Hindistan’da ortaya çıktığı ve oradan dünyanın diğer bölgelerine yayıldığını göstermektedir. Dünyada bu kadar yaygın olan bu inancın mahiyeti ve gerçekliği olup olmadığı meselesi filozoflar arasında da tartışma konusu olmuştur. Kimi filozoflar tenasühü kabul ederek buna dayalı bir ruh anlayışı geliştirirken, kimileri de böyle bir durumu imkan dahilinde görmeyerek bunun reddine yönelik deliller ortaya koymuşlardır. İslam felsefesinin en önemli filozoflarından biri olan İbn Sînâ da tenasühü kabul etmeyen filozofların başında gelmektedir. O, ferdî ruh anlayışı ve ahiret hayatını benimseyerek ölümden sonra ruhun başka bedenle tekrar dünyaya geleceği şeklindeki anlayışı reddetmiş ve buna yönelik olarak felsefî argümanlar ortaya koymuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Kasım 2015 |
Gönderilme Tarihi | 27 Kasım 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 15 Sayı: 1 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.