Temelde hayvancılıkla uğraşan göçebe ve yarı göçebe Türklerin sosyo-kültürel yapısı ile hayvan üslubu olarak bilinen kendilerine has özgün üslupları, İslam sanatının da en erken döneminde önemli bir yer tutar. Hayvan üslubunun doğuşu ve gelişmesi Hunlarla doğrudan ilgili olmakla birlikte, en ilginç uzantıları Anadolu Selçuklu sanatında takip edilebilmektedir. Hayvan figürleri ile birlikte doğan hayvan üslubu, her şeyden önce Asya doğasının yabani hayvanlarını ve fantastik yaratıklarını konu alır. Bu hayvanlar arasında aslan, kaplan, kartal, doğan gibi yırtıcı memeliler ile geyik boğa, dağ keçisi, at ve kurt gibi Türkler için sembolik anlamlara sahip hayvanlar da İslam sanatlarında geniş bir şekilde ele alınmıştır. Ayrıca konu irdelenirken Türklerin geçmişte İslamiyet’i benimsemeden önceki Hristiyanlık ve Museviliğe de bağlandıklarını unutmamak gerekir. Geçmişte farklı dinlere inanan Türklerin din değiştirmeleri söz konusu olsa dahi, asırlardan beri süregelen sanat ve kültürlerini hiçbir zaman geri planda bırakmayarak, onları terk etmemişlerdir. Anadolu’ya ilk ayak bastıkları dönemlerden bugüne dek geçen süreçte kabul ettikleri çeşitli inanç sistemlerinin etkisinde, örf- adet gelenek ve göreneklerini son derece korudukları dini inançlarının getirdiği birtakım kurallar, kaideler ve prensipler doğrultusunda sanat faaliyetlerini de devam ettirdikleri, günümüze kadar gelen eserlerden anlaşılabilmektedir. Çalışmamız ile Türklerin İslamiyet’i kabullerinden önceki inanç sistemlerinin, İslamiyet sonrası sanatlarına ne şekilde yansıdığı, hangi aşamalardan geçtiği, geçmişte inandıkları dinlerin yaşantılarında ve icra ettikleri sanatlarında ne gibi etkilerinin olduğu ve benzeri sorulara cevap aramak, bizlere İslam sanatında hayvan figürü sorunsalının var olup olmadığının yanıtını da bulmamıza olanak sağlayacaktır. İslam dininde “Allah” zaman ve mekandan münezzeh olduğu için ve de Kur’-anı Kerim’de geçen ayetlerde “O doğmamış, doğurmamıştır” ifadelerine yer verildiğinden resim, heykel, figür kısaca figür tasviri konusunda çekimser kalan Müslümanlar bilhassa ibadet yeri olan camilerde figür konusuna girmemeye özen göstererek, yaratılış hamlelerinden uzak durmaya hassasiyet göstermiştir.
The socio-cultural structure of nomadic and semi-nomadic Turks, who were basically engaged in animal husbandry, and their unique style known as animal style, occupy an important place in the earliest period of Islamic art. Although the birth and development of the animal style is directly related to the Huns, its most interesting extensions can be traced in Anatolian Seljuk art. The animal style, which was born together with animal figures, is primarily based on the wild animals and fantastic creatures of the Asian nature. Among these animals, predatory mammals such as lions, tigers, eagles and falcons, as well as animals with symbolic meanings for Turks such as deer, bulls, ibexes, horses and wolves, have been extensively treated in Islamic art. In addition, while examining the subject, it should not be forgotten that the Turks were also attached to Christianity and Judaism in the past before adopting Islam. Even if the Turks who believed in different religions in the past changed their religion, they never left their centuries-old art and culture in the background and did not abandon them. It can be understood from the works that have survived to the present day that they have continued their artistic activities in line with some rules, rules and principles brought by their religious beliefs, under the influence of various belief systems they have accepted in the period from the time they first set foot in Anatolia until today. With our study, we have analysed the belief systems of the Turks before their acceptance of Islam.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Sanatları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 19 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 24 Sayı: 2 |
Correspondence Address
Cukurova University, Faculty of Theology, Balcali Campus, 01330, Saricam/Adana.