Purpose: In the last 12 years, 33 patients have been diagnosed as skin leishmaniasis by histopathologically in Erzurum and most of them have been observed especially in recent years. We have decided to investigate the reasons for this increase in incidence since it has not been encountered in our region before. We aimed to investigate the environmental conditions and epidemiological characteristics of Leishmanisis based on these 33 cases that were diagnosed histopathologically but not diagnosed clinically and microbiologically.
Materials and Methods: Pathology reports of skin biopsies evaluated and processed in two different centers in Erzurum in the last 12 years were examined and the results were listed and statistics were made.
Results: Many of the patients had come from regions that were not suitable for the Phlebotomus disease carrier. The mean age was higher than the other series. For these reasons, it was thought that travel to endemic regions might be effective.
Conclusion: Changes in Leishmania species (such as L. major) in our country in recent years bring about changes in clinical and microbiological findings. For these reasons, especially in recent years, the number of biopsies increasing which sent to pathology departments due to nondiagnosed clinically and microbiologically. Therefore, the clinical findings should be well known to pathologists. We think that this issue should be handled with both histopathological and epidemiological features and should be examined in detail in case of a serious epidemic.
Amaç: Erzurum’da son 12 yılda 33 hastada histopatolojik olarak kutanöz leishmaniasis tanısı konulmuş olup özellikle bunlardan büyük bir çoğunluğu son yıllarda gözlenmiştir. Bölgemizde daha önce leishmaniasis vakalarına çok fazla rastlanılmadığından görülme sıklığındaki bu artışın nedenlerini araştırmaya karar verdik. Özellikle klinik ve mikrobiyolojik olarak tanı konulamayıp histopatolojik olarak tanı konulan bu 33 vaka üzerinden yola çıkarak leishmaniasisi çevre şartları ve epidemiyolojik özellikleriyle birlikte incelemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Erzurum’da iki farklı merkezde son 12 yılda işleme alınarak değerlendirilen deri biyopsilerine ait patoloji raporları incelendi ve bulgular listelenerek istatistiksel inceleme yapıldı.
Bulgular: Hastalardan birçoğu, hastalık taşıyıcısı Phlebotumusların yaşamalarına elverişli olmayan bölgelerden gelmişti. Yaş ortalamaları diğer serilerden yüksekti. Bu nedenle endemik bölgelere yapılan seyahatlerin etkili olabileceği düşünüldü.
Sonuç: Ülkemizde son yıllarda leishmania türlerinde değişiklikler (leishmania majör gibi) gözlenmesi, klinik ve mikrobiyolojik bulgulardaki değişimi de beraberinde getirmektedir. Bu nedenlerle özellikle son yıllarda klinik ve mikrobiyolojik olarak tanı konulamayıp patoloji bölümlerine gönderilen biyopsi sayısında artış görülmektedir. Bu sebepten dolayı klinik bulguların da patologlarca iyi bilinmesi gerekmektedir. Biz de bu konunun hem histopatolojik hem de epidemiyolojik özellikleri ile ele alınması, ciddi bir salgın ihtimaline karşı daha detaylı incelenmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Patoloji |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2020 |
Kabul Tarihi | 5 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 45 Sayı: 1 |