Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) 2013’te sonuçlandırdığı Demirkan davasında, AB ülkelerinde kısa süreli de olsa hizmet alıcısı olarak bulunmak isteyen Türk vatandaşlarının, AB’nin ortak vize rejimine tabi olmaya devam edeceklerini karara bağlamıştır. Demirkan kararı, AB hukukunda hizmet alıcısı kavramının çok geniş bir insan kategorisini kapsaması nedeniyle, Türk vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz gidip gidemeyeceklerinin tespiti bakımından, gerek AB, gerek Türk kamuoyu ve politik çevrelerinde büyük ilgi uyandırmıştır. Bununla birlikte Türkiye ve AB arasındaki ilişkideki politik açmazlar ve Türkiye’den AB’ye olası bir yoğun göç endişesine dayanan politik önyargılar, Divan’ın, Demirkan davasındaki kararının hukuk mantığıyla sağlıklı olarak örtüşemeyecek şekilde gerekçelendirilmesine yol açmıştır. Divan, Demirkan kararında önceki içtihat hukukunun yarattığı olumlu etkiden ciddi bir dönüş yapmıştır. Bu kararda Divan’ın vardığı politik sonuçtan ziyade, çoğu hukukçuyu esasen şaşırtan, Divan’ın hukuksal zeminde bu sonuca hangi gerekçelerle ulaştığıdır. Bu çalışmada, ABAD’ın ve Hukuk Sözcüsü’nün Demirkan kararındaki incelemelerinin, konuyu irdeleyen Türk ve yabancı akademisyenlerin görüşleri çerçevesinde ve Divan’ın içtihat hukuku ışığında karşılaştırmalı ve eleştirel olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır
Avrupa Birliği Demirkan kararı Hizmetlerin serbest dolaşımı Hizmet alıcısı AB ve Türkiye Ortaklık hukuku
In its Demirkan ruling of 2013, the European Court of Justice (ECJ)
had ruled that Turkish citizens who wanted to move to EU countries as
service recipients though for short stays, would continue to be subject to
EU’s common visa policy. As the concept of service recipients corresponds
to a large category of persons under EU law, Demirkan judgement of the
Court raised great concern both in European and Turkish public opinion
and political environment since it was linked to the determination of whether
or not Turkish nationals had the right to move to EU countries without any
visas. However, the political deadlocks in the relationship between Turkey
and the EU accompanied with the prejudices arising from the worries due to
any possible mass migration from Turkey to the Union, caused the ECJ to
justify its decision in Demirkan in a way that is hardly compatible with the
basic logic of law. The ECJ in Demirkan judgement, made a serious return
from the positive atmosphere created by its earlier case law. What was
surprising for most scholars with regard to Demirkan judgement, was not
the political outcome reached by the Court, but rather the way the ECJ
justified its judgement in legal terms. This study aims to make a comparative
and critical analysis of the findings of the ECJ and the Advocate General in
Demirkan judgement taking into consideration the studies concluded on this
specific case by national and international academicians as well as the case
law of the ECJ.
European Union Demirkan judgement Free movement of services Service recipients EU and Turkey association law
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 17 Sayı: 2 |
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
TR-DİZİN, HeinOnline, GoogleScholar, Academindex, Sherpa Romeo, Ulrich’s Periodicals Directory ve Asos Index veri tabanlarında taranmaktadır.
Dergimiz 2024 Mayıs sayısından itibaren yalnızca elektronik ortamda yayınlanacaktır.
Dokuz Eylul University Publishing Web-Page
https://kutuphane.deu.edu.tr/yayinevi/
İletişim sayfamız
https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuhfd/contacts