Daha evvel Türk Hukukunda iradi taraf değişikliğine ilişkin yasal bir
düzenleme bulunmadığından, uygulama da buna paralel olarak iradi taraf
değişikliğini kabul etmemekteydi. Yargıtay’a göre, ıslah yoluyla dahi davanın tarafını değiştirmek mümkün değildir. Yargıtay, dava açan kişinin, diğer
tarafın, taraf sıfatı bulunup bulunmadığını özenle araştırması gerektiğini,
ıslahın ancak davanın mevcut tarafları bakımından sonuç doğurabileceğini,
tarafın değiştirilmesi halinde ortada o tarafla ilgili bir davanın kalmayacağını
kabul etmektedir (4.5.1978 tarih 4/5 sayılı YİBK)1
. Hukuk Muhakemeleri
Kanunu ise, ayrı bir hükümle, davada tarafın değişmesine yol açan haller
arasına iradi taraf değişikliğini de eklemiştir. Bu çalışmanın konusu, iradi
taraf değişikliğinin anlamını, mümkün olduğu halleri ve yargılama ve
taraflar açısından doğurduğu sonuçları incelemektir. Hukuk Muhakemeleri
Kanununda, her ne kadar iradi taraf değişikliği halleri düzenlenmiş ise de bu
konudaki uygulamanın ne yönde geliştiği incelenmeye muhtaçtır ve iradi
taraf değişikliğinin sonuçları konusunda kanunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. İradi taraf değişikliğinin usul hukukuna ilişkin sonuçları, bakımından dikkate değer tarafı, iradi taraf değişikliğinden sonraki dönem için,
daha evvel yapılmış usul işlemlerinin etkisi veya bu işlemlerinin taraflar
açısından bağlayıcı olup olmayacağıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt 16 Özel Sayı |
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
TR-DİZİN, HeinOnline, GoogleScholar, Academindex, Sherpa Romeo, Ulrich’s Periodicals Directory ve Asos Index veri tabanlarında taranmaktadır.
Dergimiz 2024 Mayıs sayısından itibaren yalnızca elektronik ortamda yayınlanacaktır.
Dokuz Eylul University Publishing Web-Page
https://kutuphane.deu.edu.tr/yayinevi/
İletişim sayfamız
https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuhfd/contacts