In all geotechnical studies the classification of soil is important both for correct foundation design and prediction of soil behavior. In practice, determination of the soil class can be carried out by drilling or research pit works in the field. Besides, approaches to determine of soil classes from Cone Penetration Test (CPT) data are used. This study was carried out to correlate the predicted USCS soil groups by CPT tests with actual test results which were carried out on the samples taken from field. For this purpose, 15 exploration drillings and 15 CPT test data which were carried out on an alluvial soil were used. The results obtained by the experimental data on the samples taken from the research drillings were compared with the soil classes by CPT tests and correlated together. The findings revealed that the experimentally determined soil classes are considerably different from the soil classes determined by CPT end resistance values. The CPT method, which is insufficient to determine the plasticity of the soil, caused the SM group to be defined as “Sand – Clay”. Same situation was evaluated for SC group it was observed that CPT data were defined this group as “Clay”. This clearly demonstrates that soil classes that cannot be identified by in-situ sampling can lead to erroneous evaluations.
Jeoteknik çalışmaların bütününde zeminin sınıflandırılması, hem doğru temel tasarımı için ve hem de zeminin davranış biçimini öngörmek için önem taşımaktadır. Uygulamalarda zeminlerin sınıfı arazide yapılan sondaj veya araştırma çukuru çalışmaları sırasında alınan örnekler üzerinde gerçekleştirilen deneylerle belirlenebilmektedir. Bunun yanında Koni Penetrasyon Testi (CPT) ile zemin sınıfının tahmin edilmesi yaklaşımları kullanılmaktadır. Bu çalışma CPT ile doğrudan belirlenemeyen ancak tahminsel yaklaşımlarla belirlenmeye çalışılan birleştirilmiş zemin sınıfı (USCS) gruplarının gerçekte ve yerinden alınan numuneler üzerinde yapılan deney verileri ile deneştirilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla alüvyal bir sahada yapılmış olan 15 adet araştırma sondajı ve 15 adet CPT deney verisi kullanılmıştır. Araştırma sondajları ile elde edilmiş numuneler üzerinde gerçekleştirilen deneysel çalışmalar ile ortaya konulan USCS zemin sınıfları CPT ile elde edilen deney verileri ile belirlenen zemin sınıflarıyla karşılaştırılarak elde edilen bulgular bir arada değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler, deneysel olarak belirlenmiş zemin sınıflarının CPT uç direnç değerleri kullanılarak belirlenmiş zemin sınıflarından büyük ölçüde farklılıklar sunduğunu ortaya koymuştur. Özellikle zeminin plastiklik durumunu belirlemede yetersiz kalan CPT yöntemi SM grubu zeminlerin sadece “Kum – Kil” şeklinde tanımlanmasına neden olmuştur. Benzer durum SC grubu için değerlendirildiğinde CPT verilerinin zemini “Kil” olarak tanımladığı gözlenmiştir. Sonuç olarak, yerinde yapılan örneklemelerle deneysel olarak belirlenmeyen zemin sınıflarının, CPT verileriyle dolaylı olarak değerlendirilmesi durumunda bazen hatalı değerlendirmelere de neden olabileceğini görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mühendislik |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 23 Sayı: 67 |
Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Dekanlığı Tınaztepe Yerleşkesi, Adatepe Mah. Doğuş Cad. No: 207-I / 35390 Buca-İZMİR.