Amaç: Aralık 2006 – Aralık 2016 tarihleri arasında kliniğimize başvuran künt karaciğer travması tanısı almış hastaları geriye dönük tarayarak; organ yaralanmalarında uygulanan tanı, takip ve tedavi sürecindeki değişimler ile demografik, klinik ve laboratuvar uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntemler: Kliniğimize başvuran karaciğer travması nedeniyle takip ve tedavi edilen 190 çocuk hasta çalışmaya dahil edildi. Çocukların demografik verilerine ek olarak, tedavi öncesi yaralanma mekanizması, radyolojik yöntemlerle yaralanmanın derecesi, tedavi şekli, yoğun bakımda yatış süresi, eşlik eden yaralanmalar, Pediatrik Travma Skorları değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların %73,2’sinin (139) erkek, %49,5’inin (94) 4-8 yaş, %21,6’sının (41) 0-3 yaş arasında, olduğu, hastaların %57,6’sının travma nedeninin yüksekten düşme olduğu saptandı. Hastaların %23.7’sinde grade 3, %21.4’ünde grade 4, %15.3’ünde grade 2 ve %10.5’inde grade 1 yaralanma tespit edildi. ALT ve AST için yatış ile taburcu ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görüldü (p<0,001). ALT yatış ortalaması 393,12 U/L iken, taburculuk değeri 172,14 U/L’ye, AST yatış ortalaması 582,85 U/L hesaplanırken taburculuk sırasında 179,89 U/L’ye gerilediği görüldü. Yaralanma şekli ile yaş, cinsiyet ve ek organ hasarı arasında istatiktiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı.
Sonuç: Yüksekten düşme, trafik kazası gibi nedenler ile gerçekleşen travmalar, pediatrik grupta çoğu zaman konservatif yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Pediatrik gruplarda, travmaların özellikle yüksekten düşmeye bağlı gelişmesi nedeniyle, travmaya bağlı mortalitenin minimalize edilmesinde ailelere verilecek eğitimler ve güvenli oyun alanı sağlanması büyük önem taşımaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |