This article highlights the natüre of fast of silence, a topic that has not been explored in Turkish literature, and examines the will dimension of the silences of Prophet Zechariah and Maryam, which can be perceived as a form of fast of silence in the Qur’an. This paper will discuss the Prophet’s prohibition of silence fasting, evaluate the relationship between the basic wisdom of this prohibition and the ideal of being a moderate ummah, and explain the Quran’s emphasis on the quality and style of communication. Fasting is practiced in some religions also through individuals refraining from speaking for a specified time while they fast. Judaism and Buddhism are examples of religions where fast of silence is practiced. According to the verses in the Qur’an related to silence, Prophet Zechariah lost the ability to speak in a miraculous way and was forced to remain silent. In the Verse 26 of Surah al-Maryam, it is stated that Maryam dedicated herself to a voluntary fast of silence and tried to overcome the difficult period she was going through with this fast. Prophet Muhammad abolished the fast of silence practiced in the Jahiliyyah Period, but he commanded that communication should be timely and appropriate, otherwise he advised silence. In this context, the Qur’an emphasizes the word kavl (word) and highlights its quality in various ways.
Makalede, Türkçe literatürde üzerinde çalışma yapılmamış olan sükût orucu ve mahiyeti üzerinde durulacak, Kur’an’da sükût orucuna işaret olarak görülebilecek olan Hz. Zekeriyyâ ve Hz. Meryem’in sükûtlarının irade boyutu tartışılacaktır. Ayrıca Hz. Peygamber’in sükût orucunu nehyi konusuna değinilecek, bu nehyin temel hikmetinin vasat ümmet olma idealiyle ilişkisi değerlendirilerek; Kur’an’ın konuşmanın niteliğine ve üslûbuna yaptığı vurgular izah edilecektir. Oruç ibadeti, bazı dinlerde belirli bir müddet sükût ederek de uygulanmıştır. Yahudilik ve Budizm sükût orucunun bulunduğu dinlere örnek sayılabilir. Kur’an’da sükûtla ilgili âyetler incelendiğinde Hz. Zekeriyyâ’nın mucizevi şekilde konuşma yetisinden mahrum bırakıldığı, zorunlu bir sükûta maruz kaldığı görülmektedir. Meryem Sûresi 26. âyette ise Hz. Meryem’in iradi sükût orucu adadığı ve içerisinde bulunduğu sıkıntılı süreci bu oruçla aşmaya çalıştığı müşahede edilmektedir. Hz. Peygamber Câhiliye’de uygulanan sükût orucunu kaldırmış, lakin konuşmanın yerinde ve zamanında yapılmasını emretmiş, aksi halde sükût edilmesini tavsiye etmiştir. Bu meyanda Kur’an, kavl (söz) kelimesi üzerinde ehemmiyetle durarak, niteliği üzerine de çeşitli vurgularda bulunmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 5 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |