Küreselleşme süreçleriyle birlikte çok dillilik tüm gelişmiş toplumlarda bir değer olarak yükselmektedir. Göç ve karşılıklı bağımlılıklar gibi nedenlerle kendileri de çok dilli olan uluslar, vatandaşlarına ana dillerinin yanına en az iki dili daha koyma çağrısında bulunarak onları bu yönde desteklemektedirler. Özellikle uluslararası göç, insanlara çok dilli olmak için önemli bir fırsat sunmaktadır. Çalışmanın nesnesi olan Almanya’da yaşayan Türk gençleri de bu ayrıcalıklı durumu yaşamaktadırlar. Onlar ebeveynlerinden aldıkları ilk dillerinin yanında, geldikleri toplumun diline ömür boyu maruz kalarak ve buna ek olarak okullarda öğretilen yabancı dillerden birini daha edinerek çok dilli olma potansiyeline sahiptirler. Bu potansiyel dilin kimlikle olan ilişkisi ile birlikte düşünüldüğünde, Türk gençleri ideal olarak kültürel benliklerini kazanmış, çok kültürlü anlayışta ulus-ötesi nitelikli bireylere dönüşebilmektedirler. Çalışmanın amacı, Almanya’da ikinci, üçüncü ve dördüncü kuşak Türk gençlerinin göçün bireylere sunduğu çok dillilik potansiyelini ne ölçüde değerlendirebildiklerini tespit etmektir. Bu doğrultuda ilgili literatür ve çok dillilik kuramları ışığında Türk gençlerinin “Türkçe artı iki” şeklinde çok dilli olma durumları değerlendirilmiştir. Alan yazını şimdiye kadar bu gurubu daha çok iki dillilik bağlamında ele alarak genelde dilin doğru kullanımı ile ilgili eksikliklere odaklanmaktadır. Bu eğilim, Türk gençlerinin dil becerilerinin toplumda negatif algılanmasına ve kimliklerinin dışlanmasına neden olmaktadır. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre Türk gençleri, genel olarak anadilini koruma ve gelinen toplumdaki dillere açılarak kimliğini çok dilli olarak kurgulama motivasyonuna sahiptir. Ancak göç şartları ve Alman dil politikaları onları bu yönde desteklememektedir. Buna göre Türk gençleri, referans olarak seçilen çok dillilik yaklaşımlarından hiç birine göre “Türkçe artı iki” modeline göre çok dilli değildirler. Özellikle dördüncü kuşaktakiler Almanca tek dilliliğine ya da Türkçeden arındırılmış Almanca İngilizce iki dilliliğine geçiş yapmış bulunmaktadır. Diğer kuşaklar ise göçün ürettiği “yaşam dünyasal çok dillilik” tanımına göre çok dillidirler. Ancak bu çok dillilik, standart dilin dışında, resmî olarak onaylanmayan ve dolayısıyla sosyal değeri düşük bir çok dilliliktir.
Anadili İkinci Dil Yabancı Dil Çok Dillik Göç Almanya Türk Gençleri
The aim of the study is to determine to what extent the second, third and fourth generation Turkish youth in Germany can evaluate the multilingualism potential offered by immigration to individuals. In the light of the relevant literature and multilingualism theories, the multilingual status of Turkish youth has been evaluated in the form of "Turkish plus two." So far, the literature has dealt with this group mostly in the context of bilingualism and generally focuses on the deficiencies related to the correct use of the language. This tendency causes the language skills and identity of Turkish youth to be perceived negatively in the society. According to the results obtained in the study, Turkish youth generally have the motivation to protect their mother tongue and to construct their identity as multilingual by opening up to the languages of the society. However, immigration conditions and German language policies do not support them in this direction. As a result it becomes clear, that Turkish youth are not multilingual in the form of "Turkish plus two", according to any of the multilingualism approaches chosen as a reference. Especially those in the fourth generation have switched to a German monolingualism or a German-English bilingualism without Turkish. Other generations are multilingual according to the definition of "life-world multilingualism" produced by migration. But, this multilingualism, apart from the standard language, is not officially sanctioned and has therefore a low social value.
Anadili İkinci Dil Yabancı Dil Çok Dillik Göç Almanya Türk Gençleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 17 Sayı: 32 |