While questioning the relations between the author, the text and the reader in literature studies, it is
a common approach to distinguish these three elements from each other and to keep one higher than
the other. While romantics glorify the writer, modernists put aside the writer and glorify the text. In
postmodern theories, it is seen that the reader is emphasized and the views that argue that the text
will not make sense without the reader gain weight. Just as it is wrong to put the text aside and focus
on the life of the author, it may be equally wrong to ignore the biographical elements in the text.
Giving the reader limitless possibilities for interpretation and ignoring the limited but meaningful
possibilities of interpretation of the text can also be an inadequate interpretation. Likewise, suppressing
the creative imagination of the reader and narrowing the possibilities of meaning of the text may be a
flawed approach. This article suggests that the author, the text and the reader are the pillars of a literary
event. A literary work can only be realized by the combination of these three elements. For this reason,
highlighting one of these elements in literature studies and seeing the other insignificant may disrupt the
dynamics of the literary event. Biographical features in one text, language and style features in another
text, and the creative implications of the reader in another text may gain weight, but all these should be
considered as part of the dynamic relationship between the author, the text and the reader.
Edebiyat incelemelerinde yazar, metin ve okur arasındaki ilişkiler sorgulanırken bu üç ögeyi birbirinden
ayırmak, birini ötekine göre daha üstün tutmak sık karşılaşılan yaklaşımlardan biridir. Romantikler yazarı
yüceltirken modernistler yazarı bir kenara koyup metni yüceltmişlerdir. Postmodern kuramlarda ise okurun
öne çıkarıldığını, okur olmaksızın metnin bir anlam ifade etmeyeceğini savunan görüşlerin ağırlık kazandığı görülür. Metni bir kenara koyup yazarın hayatına odaklanmak ne kadar hatalıysa, metindeki biyografik
ögeleri görmezden gelmek de aynı şekilde hatalı olabilir. Okura sınırsız yorum olanakları bahşedip metnin
sınırlı ama anlamlı yorum olanaklarını görmezden gelmek de yetersiz bir yoruma neden olabilir. Aynı şekilde okurun yaratıcı hayal gücünü bastırıp metnin anlam olanaklarını daraltmak da kusurlu bir yaklaşım
olabilir. Bu makale, yazar, metin ve okur arasındaki ilişkinin edebiyat olayının sacayakları olduğunu öne
sürmektedir. Bir edebiyat eseri ancak bu üç ögenin bir arada var olmasıyla gerçeklik kazanabilir. Bu yüzden
edebiyat incelemelerinde bu ögelerden birini öne çıkarıp diğerini önemsiz görmek, edebiyat olayının dinamiklerini çökertebilir. Bir metinde biyografik özellikler, bir başka metinde dil ve üslup özellikleri, bir başka
metinde ise okurun yaratıcı çıkarımları ağırlık kazanabilir ama bütün bunlar yazar, metin ve okur arasındaki
dinamik ilişkinin parçaları olarak değerlendirilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2020 |
Kabul Tarihi | 11 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 22 |
Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayrıTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.