In the classical poetry tradition, everyday and ordinary subjects are rarely encountered until the 17th century. In this tradition, which is characterised by an ornate and artistic style, the subjects are also generally distinguished: love, wine, heroism. Bahsedilen mekânlar da süslü bahçeler, köşkler, saraylardır. However, Mostarlı Hasan Ziyâ’î, a poet from the 16th century, differs from the elitism of tradition by describing his own poverty, his family's destitution, and his dilapidated home. Because Ziyâ’î is far from Istanbul, the centre of the patronage system where good poets receive attention and generosity. For this reason, he cannot find a patron for a long period of his life, and he and his family live in poverty. The poet's poverty is reflected in some of his poems, foremost among which is ‘Kasîde-i Hâne-i Vîrâne’ (Ode to the Ruined House). The subject of our study is this ode, which describes Ziyâ’î’s dilapidated house and the hardships they endured there, in contrast to the classical tradition of entertainment gatherings, gardens reminiscent of paradise, and palaces. In addition to the subject matter, what gives this poem its originality in terms of style is the poet's description of his own and his family's misery in a simple, sarcastic and tragicomic language.
Ziyâ’î from Mostar Patronage Tragicomic Building Poem Ruined House Ode
Klasik şiir geleneğinde 17. yüzyıla kadar günlük ve sıradan konulara çok az rastlanılır. Süslü ve sanatlı bir üslubun hâkim olduğu bu gelenekte konular da genellikle seçkindir; aşktır, şaraptır, kahramanlıktır. Bahsedilen mekânlar da süslü bahçeler, köşkler, saraylardır. Fakat 16. yüzyıl şairlerinden Mostarlı Hasan Ziyâ’î, geleneğin seçkinciliğinden farklı olarak kendi fakirliğini, ailesinin perişan halini ve yıkık dökük evini anlatır. Çünkü Ziyâ’î, iyi şairlerin ilgi ve ihsan gördüğü, patronaj sisteminin merkezi olan İstanbul’dan uzaktır. Bu nedenle hayatının uzun bir döneminde hami bulamaz ve ailesiyle birlikte hayatı sefalet içinde geçer. Şairin içinde bulunduğu yoksulluk onun bazı şiirlerine de yansır ve bunların başında ise “Kasîde-i Hâne-i Vîrâne” gelir. Çalışmamızın konusu olan bu kasidede, klasik gelenekteki eğlence meclislerinin, cenneti andıran bahçelerin, sarayların aksine Ziyâ’î’nin yıkık dökük evi ve bu evde çektikleri anlatılır. Konunun yanı sıra üslup olarak da bu şiire özgünlüğünü kazandıran özellik ise şairin kendi ve ailesinin sefaletini sade, alaycı ve trajikomik bir dille anlatmasıdır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Osmanlı Sahası Klasik Türk Edebiyatı |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 26 Ağustos 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 32 |
Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayrıTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.