Miladi üçüncü yüzyılda Mezopotamya’da ortaya çıkan Maniheizm’in batıya yönelerek yaklaşık bir yüzyıl içerisinde Roma İmparatorluğu’nun tüm eyaletlerine ulaşmış olması, geç antikçağın en dikkat çekici olaylarından biri olarak tarihe geçmiştir. Dikkat çeken bir diğer tarihî gelişme, Maniheizm’in kısa sürede Roma siyasetini etkisi altına alan Hıristiyan geleneğiyle rekabet edebilecek konuma yükselişi olmuştur. Roma İmparatorluğu’na yayılmaya başlamasıyla birlikte dinî ve siyasî otoritelerin açık hedefi haline gelen Maniheistler bir yandan İsa Mesih’in ilahiliğini kabul edip Hıristiyan görünümlü bir dinî profil çizerlerken, diğer yandan ışık ve karanlık düalizmine dayalı bir dünya görüşü benimseyerek Hıristiyan geleneğine yabancı bir tutum sergilemişlerdir. Maniheistlerin kendilerini tanımlamak için Maniheist adlandırmasını neredeyse hiç kullanmamaları ve Hıristiyanlığın gerçek temsilcileri olduklarını söylemeleri, giderek Hıristiyanlaşan Roma dünyasında Maniheizm’in tam olarak nereye konumlandırılması gerektiği hususunu daha da muğlak bir hale getirmiştir. Maniheizm’in geç antik çağdan günümüze ulaşan dinî, hukukî ya da siyasî içerikli metinlerde Hıristiyan heretik gruplarla birlikte sınıflandırılmış olması bahsi geçen bu muğlaklığın en belirgin sonuçlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın temel konusunu, Maniheistlerin kendilerini nasıl tanımladıklarından ziyade, dinî ve siyasî otoriteler tarafından nasıl algılandıkları, daha açık bir ifadeyle, Maniheizm’in geç antik çağ Roma dünyasında, Hıristiyanlık bünyesinde gelişen sapkın bir mezhep olarak mı görüldüğü meselesi oluşturmaktadır. Bahsi geçen konu bağlamında çalışmada öncelikle Roma siyasilerinin gözünde Maniheizm’in nasıl bir yere sahip olduğunun anlaşılabilmesi için imparatorluk bünyesinde aktif faaliyet gösteren heretik gruplara yönelik oluşturulmuş yasal hükümlerde Maniheizm’in nasıl bir sınıflandırma içerisine dahil edildiği, Maniheistler için hangi cezai yaptırımların yürürlüğe konulduğu ve bunların nasıl bir içeriğe sahip olduğu gibi hususlar ele alınmıştır. Ardından Hıristiyan dünyasının Maniheizm algısı üzerinde durulmuş, bu bağlamda Kilise mensuplarının Maniheizm’i neden ve hangi açılardan eleştirdikleri, Maniheistleri diğer hangi dinî gruplarla birlikte sınıflandırdıkları ve Maniheistlere karşı başlatılan polemik mücadelenin altında yatan temel gerekçelerin neler olduğu gibi konulara değinilmiştir. Çalışmanın temel kaynaklarını, geç antik çağdan günümüze ulaşmış Roma yasaları ile Hıristiyan din adamları tarafından Maniheizm’e karşı yazılmış reddiye türündeki eserler oluşturmaktadır. Söz konusu bu kaynaklardan elde edilen bulgular, Maniheistlere yönelik kullanılan etiketlemelerin çeşitlilikleri de göz önünde bulundurularak, karşılaştırmalı tarih metodu, metin analizi ve fenomenolojik yöntem dahilinde incelenip değerlendirilmiş, deskriptif bir anlatımla çalışmaya aktarılmıştır.
dinler tarihi maniheizm geç antik çağ roma imparatorluğu heretik mezhepler roma yasaları
The fact that Manichaeism, which emerged in Mesopotamia in the third century A.D., turned westward and reached all the provinces of the Roman Empire in about a century has gone down in history as one of the most remarkable events of late antiquity. Another remarkable historical development was the rise of Manichaeism to a position where it could compete with the Christian tradition, which soon came to dominate Roman politics. The Manichaeans, who became an open target of religious and political authorities as they began to spread throughout the Roman Empire, on the one hand accepted the divinity of Jesus Christ and drew a Christian-looking religious profile, while on the other hand, they adopted a worldview based on the dualism of light and darkness and displayed an attitude alien to the Christian tradition. The fact that Manichaeans almost never used the term Manichaean to describe themselves and claimed to be the true representatives of Christianity made it even more ambiguous where exactly Manichaeism should be positioned in an increasingly Christianized Roman world. One of the most prominent consequences of this ambiguity is that Manichaeism has been categorized together with Christian heretical groups in religious, legal or political texts that have survived from late antiquity. The main subject of this study is how the Manichaeans were perceived by religious and political authorities, rather than how they defined themselves, or more clearly, whether Manichaeism was seen as a heretical sect that developed within Christianity in the late ancient Roman world. In the context of the aforementioned subject, in order to understand what kind of place Manichaeism had in the eyes of Roman politicians, first of all, what kind of classification Manichaeism was included in the legal provisions created for heretical groups active within the empire, what criminal sanctions were put into effect for Manichaeans and how they were implemented. Issues such as its content have been discussed. Then, the Christian world's perception of Manichaeism was emphasized, and in this context, issues such as why and from what angles the members of the Church criticized Manichaeism, with which other religious groups did they classify the Manichaeans, and what were the basic reasons underlying the polemical struggle against the Manichaeans were touched upon. The main sources of the study are the Roman laws that have survived from late antiquity and the refutation works written by Christian clergy against Manichaeism. The findings obtained from these sources were examined and evaluated within the scope of comparative history method, text analysis and phenomenological method, taking into account the diversity of labels used for the Manichaeans, and were transferred to the study with a descriptive narrative.
history of religions manichaeism late antiquity roman empire heretic sects roman laws
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dini Gelenek Çalışmaları (Doğu, Yahudi, Hristiyan ve İslami Gelenekler Hariç) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Dinler Tarihi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.