Son yıllarda sayısı gittikçe artan tarih romanının en yeni örneklerinden olan Orhan Pamuk’un son romanı Benim Adım Kırmızı 16. yüzyıl Osmanlı nakkaşlarını konu edinen bir cinayet ve aşk romanı olma özelliklerini de taşımaktadır. Pamuk bu romanında 16. yüzyıl Osmanlı sanatçıları ile 20. yüzyıl Türk okuru arasında bir diyalog kurmayı amaçlar. Yazar aynı zamanda romanın postmodern üstkurmaca yapısıyla Doğu ve Batı arasında bir köprü kurmayı da ister. Bu makalenin amacı, Pamuk’un Benim Adım Kırmızı’da Doğu sanatını Batılı yazım tekniklerini kullanarak sunduğunu incelemektir. Bu amaç doğrultusunda bu yazıda önce nakkaşların Doğu-Batı sanatlarının biçim farklılıklarını ortaya koyan tartışmaları ele alınacak, sonra da romanın yapısı incelenecektir.
Orhan Pamuk’s latest novel Benim Adım Kırmızı My Name is Red is a historical, detective and love story concerning the 16th century Ottoman nakkaş a general term for painters, illuminators and miniaturists in Islamic art . In this novel, Pamuk intends to build up a dialogue between the 16th century Ottoman artists and the 20th century Turkish reader. The writer desires to construct a second type of dialogue, which is between the East and the West, through the novel’s postmodern metafictional form. The aim of this paper is to analyze how Pamuk introduces the art of the East by using the technique of the West. To achieve this aim, first the discussion among the nakkaş on stylistic differences in Western and Eastern art will be examined, then the structure of the novel will be scrutinized
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2001 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2001 Cilt: 2 Sayı: 1 |