The aim of this study is to examine how discount markets, which are officially reported to have a significant share of Türkiye’s retail market, can be utilized by social state mechanisms in the context of combating poverty. Poverty is one of the most significant issues that humanity has struggled with from the past to the present. While the public sector assumes a primary role in addressing this issue, discount markets may also assume a complementary role to the social state by providing easy access for lower-income groups. Discount markets can make significant contributions in terms of providing economic accessibility, increasing consumer benefits, reducing social inequality, offering food security, supporting local suppliers, and ensuring homogeneity and average quality in consumption. However, the fact that discount markets have some negative empirical results and are imperfect markets should also be taken into account when deciding on appropriate social policy. Neoclassical economics and liberal ideology generally do not support an active role of the state in ensuring justice in income distribution. Therefore, collaboration between the public sector and discount markets is deemed important for the effectiveness of lump-sum subsidy programs aimed at poverty reduction.
Çalışmanın amacı, Türkiye perakende pazarında nispi payının yüksek olduğu resmi raporla ortaya konulan indirim marketlerin, yoksullukla mücadele kapsamında sosyal devlet mekanizmaları tarafından nasıl kullanılabileceğinin araştırılmasıdır. Yoksulluk, geçmişten günümüze insanlığın mücadele ettiği en önemli sorunlardan biridir. Bu sorunun aşılmasında da kamu sektörü temel aktör rolü üstlenirken, indirim marketler de alt gelir gruplarına kolay erişim imkânı sunarak sosyal devleti tamamlayıcı bir rol üstlenebilir. İndirim marketler ekonomik erişim sağlama, tüketici faydalarını artırma, sosyal eşitsizliği azaltma, gıda güvencesi sunma, yerel tedarikçileri destekleme ve tüketimde homojenlik ile ortalama kalite sağlama açısından önemli katkılar sunabilirler. Ancak eksik piyasa özellikleri göstermesi ve indirim marketler özelinde bazı olumsuz ampirik sonuçlar bulunması da ilgili sosyal politikanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır. Neoklasik iktisat ve liberal akım, kamunun gelir dağılımında adalet sağlama konusunda aktif bir rol almasını istememektedir. Bu nedenle, yoksulluğu azaltıcı götürü sübvansiyon uygulamalarının etkin olabilmesi için indirim marketlerle kamu sektörü arasında iş birliği yapılması önemli görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Politika (Diğer), Kamu Maliyesi, Maliye Kuramı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Temmuz 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 16 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 2 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 3 Sayı: 1 |