British novelist George Orwell’s dystopian novels 1984 are sociologically scrutinised in this study.Envisions of ideal society that constitutes the main frame of the novels are evaluated within the frame of future generations’ potentials of becoming totalitarian. From the very first moment of life, mankind has always had the object of transforming the world he lives in and providing living space for himself.This effort has developed him both mentally and physically.Utopias, being the product of such efforts, give utterance to his wish to pursue a better life, his ideals, and searching.It can be said that a better, nicer and more prosperous or better world system is being projected in his ideals in all aspects. In this novel, living spaces where the totalitarianism and tyranny are at their peaks, where different individual and societal identities are suppressed for the sake of homogenization, where unthinking and unquestioning people are desired, where the distribution of justice, freedom, and equality cannot bring happiness to whole society are being portrayed.Besides, it also includes warnings against the dystopic social order’s potential of creating fear and tyranny when social equity, equality and realm of freedom are narrowed down by the government; that is, when the government becomes totalitarian and a tool of tyranny.In the novels, it is observed that the world designed by the government cannot maintain its continuity for long. This novel by Orwell has given significant projections and warnings, and made valid sociological observations for the period he lived and for the future about the problems that might arise when the power of government is transformed into totalitarianism
Sociology of Literature Utopia Distopia Totalitarianism 1984
Bu çalışmada ünlü İngiliz romancı George Orwell’ın “1984” adlı distopik romanı sosyolojik olarak incelenmiştir. Romanın ana gövdesini oluşturan ideal toplum tasavvurları, gelecek toplumlarının totalitarizme dönüşme potansiyelleri çerçevesinde değerlendirilmiştir. İnsanoğlu yaşamının ilk anından bu yana içerisinde yaşadığı dünyayı değiştirme ve kendine yaşam alanı oluşturma gayesi içerisinde olmuştur. Bu çaba onu hem fiziksel hem de zihinsel açıdan geliştirmiştir. Böyle bir çabanın ürünü olan ütopyalar da onun daha iyi bir yaşam sürme isteğini, ideallerini ve arayışlarını dile getirmektedir. Bu ideallerinde her yönüyle daha iyi, daha güzel veya daha müreffeh bir toplum ya da dünya sistemi tasarlanmakta olduğu söylenebilir. Bu romanda totaliter yaklaşımlarla bireyler üzerinde tahakküm kurulduğu; bireysel ve toplumsal farklı kimliklerin benzeştirme çabası içinde yok edildiği; düşünmeyen ve sorgulamayan bireylerin arzulandığı; adalet, özgürlük ve eşitliğin dağılımının toplumun tüm kesimleri için mutluluk üretemediği yaşam alanları resmedilmiştir. Ayrıca iktidarın sosyal adalet, eşitlik ve özgürlük alanlarını daraltarak tahakküm aracı haline dolayısıyla totalitarizme dönüştürmesi distopik bir toplum kurgusunun korku ve zorbalık üretme potansiyellerine karşı uyarılar içermektedir. İncelenen bu romanda iktidarlarca tasarlanan dünyanın uzunca bir süre varlığını koruyamadıkları görülmektedir. Orwell’ın bu eseri yazdığı dönem ve gelecek için iktidar gücünün totalitarizme dönüşmesini ve buna bağlı olarak yaşanılan sorunlar hakkında gelecek toplumlarına önemli projeksiyonlar sunmakta, yerinde sosyolojik tespitler ve uyarılar yaptığını görülmektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 44 |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.