Çeşitli düşünürler aracılığıyla politikayı tahakküm ilişkilerini aşmayı mümkün kılacak ya da bu doğrultuda işlevsel olabilecek bir çerçevede düşünmek mümkündür. Nitekim bu makalenin temel motivasyonu da politik olanın dönüştürücü şekilde yeniden anlamlandırılabileceği ve hatta anlamlandırılması gerektiğinden kaynaklanmaktadır. Birçok farklılığı barındırmakla birlikte ele alınacak düşünürlerin tüm çabalarının ortak noktası; siyasetin kurucu, dönüştürücü ve antagonistik doğası üzerinedir. Bu düşünsel kesişim üzerine kafa yormanın kendisi bizzat tarihin/ideolojilerin sonunu ilan eden uzlaşı anlayışına da radikal bir meydan okuma anlamına gelecektir. Bu doğrultuda makalede öncelikle Badiou, Rancière ve Laclau üzerinden toplumun/bütünün anlamı serimlenmiş, ardından bir antagonizma, itiraz ve “öteki”yi özgürlük-eşitlik düzlemine taşıma anlamına gelen politika ele alınmıştır. Dolayısıyla metin boyunca Rancière, Badiou ve Laclau’nun düşünceleri ışığında politika, bir başkaldırı, ortak olana dair eşitlikçi kurucu bir güç ve bir antagonizma olarak tartışılmıştır. Bu soruşturma günün sonunda politikanın, kıyıda/çeperde duranların, sesi duyulmayanların merkeze alınmasıyla dönüştürücü bir anlama kavuşabileceğini göstermiştir.
Through various thinkers, it is possible to think of politics in a framework that will make it possible to overcome the relations of domination or be functional in this regard. In fact, the main motivation of this article arises from the idea that politics can be reinterpreted in a transformative way and even needs to be reinterpreted. Although there are many differences, the common point of all the efforts of the thinkers to be discussed in the article is the nature of politics as constitutive, transformative and antagonistic. Reflecting on this intellectual intersection will itself be a radical challenge to the consensus understanding that announces the end of history/ideologies. In this context, the article first elaborates on the meaning of society/whole through Badiou, Rancière, and Laclau, and then discusses politics as an antagonism, objection, and a means of bringing the "other" into the realm of freedom-equality. Therefore, throughout the text, in the light of the thoughts of Rancière, Badiou and Laclau, politics is discussed as a rebellion, an egalitarian constitutive power and antagonism about the common. This inquiry will show that at the end of the day, politics can acquire a transformative meaning by centering those who stand on the margins/periphery and whose voices are not heard.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Cinsiyet, Politika ve Yönetim |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 78 |
Dergimiz EBSCOhost, ULAKBİM/Sosyal Bilimler Veri Tabanında, SOBİAD ve Türk Eğitim İndeksi'nde yer alan uluslararası hakemli bir dergidir.