This paper attempts to discuss how the Kristevan melancholy permeates John Keats’s poetic romance Endymion. The melancholic Endymion withdraws from the symbolic and retreats into the realm of the unnameable Thing where self and other are undifferentiated. Endymion revolves around a melancholic hero. Endymion is a melancholic character who is immersed in a symbiosis with the maternal Thing; as a result, he retreats into the asymbolic realm from the symbolic domain of linguistic signifiers. This discussion of melancholy in Endymion coheres around “the old womb of night” (Keats 1818/1986, IV. 372) which points to the desire to relapse into the primordial Thing of the maternal realm. This desire for the uterine night is also reflected in Endymion’s urge to withdraw into the maternal “Cave of Quietude” (IV. 548) where the speechless infant merges with the maternal Thing. Further, the yearning for the nocturnal womb and the maternal cave is also seen in the image of Endymion who is “cooped up in the [pre-linguistic] den / Of helpless discontent” (I. 928-9). This Keatsian realm is characterised by “unseen light in darkness” (III. 986) which resonates with the Kristevan black sun of melancholy. In this uterine night, Endymion also appears as a Kristevan Narcissus, a melancholy being without an external object. This nocturnal womb provides Narcissan Endymion with a psychic interiority where a specular Narcissus/Endymion turns into a speculating one; the contemplative melancholic is endowed with a space for reflection.
Bu çalışma Kristeva’nın yorumladığı haliyle melankoli kavramının John Keats’in Enydmion adlı şiirsel romansına nasıl nüfuz ettiğine eğilmektedir. Melankolik Endymion simgesel alandan uzaklaşır ve adlandırılamaz olana doğru çekilir. Keats’in bu şiirsel romansı melankolik bir kahraman etrafında örülür. Endymion Kristeva’nın tabiriyle annesel Şeyle simbiyotik bir ilişkiye gömülmüş bir karakter olarak ortaya çıkar. Bu gömülmenin sonucu olarak da romans kahramanı, dilbilimsel göstergelerin imlemediği, simgeselleştirmeye direnen asembolik bir alana çekilir. Bu alan gecenin eski rahmi diye tarif edilir bu şiirsel romansta. Bu leyli rahim, simgesel tarih öncesine konumlandırılan, adlandırılamaz annesel Şeye işaret eder. Bu geceye ait rahim mecazı, melankolik karakterin sükûnet mağarasına çekilme arzusunda da ortaya çıkar. Bu sessizlik mağarası, dilsiz çocuğun annesel Şeyle birbirine karıştığı söz öncesi bir alanı betimler; huzuru çağrıştırdığı gibi, karakterin çaresizlikle ve huzursuzlukla tanımladığı ve içine sıkışıp kaldığı bir deliği imler. Bu dil öncesi mağara karanlıkta görünmeyen ışıktır melankolik Endymion için. Karanlıkta görünmeyen ışık mecazı, melankolinin nuru siyahını, Kristeva’nın deyişiyle kara güneşi anımsatır. Rahmin parıldayan gecesinde Endymion sadece kendi ayna imgesiyle bakışan bir Narkissos değildir. Aynı zamanda, bu doğurgan, üretken ve esirgeyen kadim gecenin ezeli rahminde düşen değil düşünen, sadece gören değil görüş de bildiren birisidir. Bu geceye ait rahim ona psişik bir içsellik sağlar ve içgörü bahşeder.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 3 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi - dtcfdergisi@ankara.edu.tr
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.