Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur (2014) and Sus Barbatus (2018) are two of Faruk Duman’s novels with characters who have created a bond with the non-human world that can be analyzed in terms of trans-corporeality. Trans-corporeality, coined by ecofeminist Stacy Alaimo, is a term that emerged along with Posthumanism and investigates corporeality in a way to show that human corporeality is not separate from the non-human world and it both affects and is affected by it. This article will analyze “bodily natures” and beyond as the author suggests not only trans-corporeal agencies but also metaphysical ones by removing the borders between the human and non-human world. Set in the pre-coup period of the 1980s, SUS BARBATUS concentrates on the severed relationship between humankind and nature. The story which starts with Kenan’s shooting a boar to make ends meet begins to gather all sorts of characters together. When SUS BARBATUS enters the body of Aysel, a metaphysical trans-corporeality is suggested by the author because it is not the physical body of the felled boar that has agency over Aysel but its metaphysical existence after its death. On the other hand, In Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur, the mountain lion which is thought to be extinct enables Ceren and the young narrator to reconnect with nature in order to get rid of their traumatic pasts. Ceren is a victim of domestic violence. Her brother and father abuse her constantly and use her as bait because of her trans-corporeal connection to the mountain lion. The way for both Ceren and the young narrator to absolve themselves from their pasts goes through the agency of the mountain lion they had met in the woods at different times. Trans-corporeality, whether it is metaphysical or not, is offered as a solution for both human and non-human characters in these novels and it also emphasizes that corporeality of the humankind cannot be separated from the non-human world. Therefore, it affects the non-human world and is constantly affected by it through the agency of the corporeality of the non-human world.
Ecocriticism Posthumanism Trans-corporeality Agency Intra-action
Bu makale Faruk Duman’ın “Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur” (2014) ve “Sus Barbatus” (2018) romanlarında karakterlerin doğa ile kurdukları bağı ve karakterler ve insan dışı dünya arasındaki maddesel ve metafiziksel geçişkenlikleri Posthümanizm kuramı altında kendine yer bulan ekofeminist Stacy Alaimo tarafından ortaya konan Bedenler arası geçişkenlik teorisi üzerinden değerlendirip ekoeleştirel açıdan bu geçişkenliklerin mümkün kıldığı çözümleri araştırmayı planlamaktadır. Sus Barbatus 80 darbesi öncesi Türkiye’sinde geçer, siyasi kaosun hâkim olduğu bir atmosferde insan ve doğa arasındaki kaybolan bağa odaklanır. Kenan’ın hamile karısı Zeynep için bir domuz avlayıp evini geçindirme çabasıyla başlayan hikâye toplumun farklı kesimlerinden insanları bir araya getirmeye başlar. Roman boyunca tüm karakterleri birbirine bağlayacak olan doğadır. Bu bağ Sus Barbatus’un Aysel’in bedenine girmesiyle metafiziksel bir hal alır. Bu durum aynı zamanda dünyadaki fiziksel ve metafiziksel var oluşun sekteye uğramadığının da bir göstergesi olarak romandaki karakterlerin insan-dışı dünyadan ayrı düşünülemeyeceğini irdelemesi açısından önemli bir noktadır. “Ve Bir Pars Hüzünle Kaybolur’da” Ceren’e abisi şiddet uygular ve taciz eder. Diğer taraftan, anlatıcı gencin geçmişiyle ilgili travmatik dünyasına tanık oluruz. Anlatıcı gencin travmatik geçmişinden kurtulmasının ve Ceren’in ailesinin zulmünden kurtulabilmesinin yolu yine insan-dışı dünyadan geçer, bu dünyada bedensel olarak bağ kuracakları her ikisinin de farklı zamanlarda ormanda karşılaştıkları parstır. Her iki romanda da yazar bedenler-arası geçişkenlik (trans-corporeality) kavramı ile açıklanabilecek romanlardaki kahramanların ve insan-dışı dünyadaki bedenler ile aralarında kurulan edimsel (performative) bağ aracılığıyla bir çıkış yolu sunduğu iddia edilecektir. Bu savla hem bir çözüm ve farkındalık yaratılmaktadır hem de bedenler arası geçişkenliklerin ekolojik olarak insanın insan-dışı dünyadan ayrı tutulamayacağı ortaya konmaktadır.
Ekoeleştiri Posthumanizm Bedenlerarası Geçişkenlik Eyleyicilik İçten etkime
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | İnceleme makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 10 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 63 Sayı: 1 |
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.