Biyofilik tasarımın temelleri, insanoğlunun doğayla iç içe yaşadığı ve doğal çevresine uyum sağladığı antik dönemlere kadar uzanmaktadır. Antik Yunan ve Roma mimarisi, bahçeler, su yolları ve doğal ışık kullanımını içeren mekanlarıyla biyofilik unsurlar taşımaktadır. Çin ve Japon bahçecilik sanatları, doğanın estetik ve ruhsal değerlerini mimariye entegre etmiştir. Ancak zaman içerisinde tek düze mimarinin etkisiyle insanların doğa ile bağları zayıflamıştır. Biyofilik tasarım da bu bağların yeniden kurularak güçlendirilmesi amacıyla kullanılan tasarım yaklaşımlarından birisidir. Organik mimari yaklaşımlar, şelale evleri gibi projeler, yeşil çatılar, yaşayan duvarlar, doğal ışık ve havalandırma sistemleri gibi uygulamalar da biyofilik tasarım prensiplerini teşvik etmektedir. Biyofilik tasarımın temeli insanların doğayla iç güdüsel bir bağa sahip olduğu ve bu bağın sağlık ve mutluluk üzerinde etkisi olduğu fikrine dayanmaktadır. Bu çalışmada, sağlık mekânı olan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde doğa ile mekân arasında bağ kurulması noktasında aracı olarak kullanılan biyofilik tasarım ilkelerinin uygulanabilirliğini incelemektir. Bu doğrultuda çalışmada, 14 biyofilik tasarım ilkesi esas alınarak hastanede tasarım açısından irdelemelerde bulunulmuş ve hastane yapısında biyofilik tasarım uygulaması açısından çeşitli öneriler getirilmiştir.
Biyofilik Tasarım Doğa ile Etkileşim Doğa Esaslı Tasarım Sağlık Mekânı
Bu çalışma VIII. Ulusal Süs Bitkileri Kongresinde Sunulmuştur
The foundations of biophilic design date back to ancient times when humans lived in harmony with nature and adapted to their natural surroundings. Ancient Greek and Roman architecture included biophilic elements with spaces featuring gardens, waterways, and the use of natural light. Chinese and Japanese gardening arts integrated the aesthetic and spiritual values of nature into architecture. However, over time, with the influence of monotonous architecture, people's connections with nature have weakened. Biophilic design is one of the design approaches used to reestablish and strengthen these connections. Organic architectural approaches, projects like waterfall houses, green roofs, living walls, and applications such as natural lighting and ventilation systems also promote biophilic design principles. The basis of biophilic design lies in the idea that humans have an instinctive connection with nature and that this connection affects health and happiness. This study aims to examine the applicability of biophilic design principles as a means of establishing a connection between nature and space at the Niğde Ömer Halisdemir University Education and Research Hospital, a healthcare facility. In this context, the study explores the design aspects of the hospital based on 14 biophilic design principles and provides various suggestions for the implementation of biophilic design in the hospital structure
Biophilic Design Interaction with Nature Nature-Based Design Healthcare Facility
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ormancılık (Diğer) |
Bölüm | Özel Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 20 Sayı: Özel Sayı |
........