Siyasal bağın
tecessümünde kurucu bir etkiye sahip olduğu varsayılan dinsel bağ, topluluğun
kendisini anlamlandırmasında önemli bir işleve sahiptir. Dinsel bağın doğrudan
siyasal bağın kurucusu olduğunu öne süren yaklaşımlar, siyasal varoluşun
kökeninde ve nedeninde belli bir dinsel anlam bulunduğunu iddia ederler.
Gauchet ve Durkheim, dinsel bağın siyasal vasfını irdeledikleri eserlerinde,
toplulukların ilksel bağının dinsel olduğunu ve siyasal varoluşlarını bu dinsel
bağa göre tanımladıklarını öne sürmüşlerdir. Buna göre, kolektif varlığın
topluluk tarafından algılanışı, kolektif varlığı idrak edilebilir bir nesne
olarak kuran dinsel inanışa göre biçimlenir. Bunun açık anlamı, siyasal
varoluş, topluluğun bir aradalığını anlamlandıran dinsel inanç sistematiğinden
bağımsız düşünülemez. Gauchet ve Durkheim’ın kuramsal yaklaşımlarına dayanarak
hazırlanan bu makale, Türk toplumunun arkaik yapısını oluşturan Şamanizm
inancının kolektif-siyasal bağın dışında değil, tersine tam merkezinde olduğunu
iddia etmektedir. Buna göre, Şamanizm inancı, kolektif varoluşun dinsel
dizgesini oluşturduğu ve örgütlediği sürece, topluluğun siyasal bağını da
belirlemektedir. Eski Türk toplumlarında örgütlenme düzleminde görülen “doğa
ile uyum” şeması, topluluğun dinsel örgütlenmesi olan Şamanist inanç
düzleminden ayrı telakki edilmemelidir. Eski Türk toplumunun anahanlı yapısı
düşünüldüğünde, topluluğun, kendi içinde eşitsizlik içeren bir siyasal iktidar
mekanizmasına sahip olmayıp eşitlikçi bir kolektiviteyi içermesinde dinsel
bağın etkisi fark edilmelidir. Bu makalenin amacı, Şamanist inanç dizgesi ile
siyasal varoluş arasındaki etkileşimi ve ilişkiyi açıklamaktır.
Siyasallık; Dinsel Bağ; Şamanizm; Türk Mitolojisi Anahanlılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 18 Sayı: 1 |
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.