Bir doğal afet olan depremlerin politik, ekonomik, kültürel, psikolojik ve sosyal açılarından çeşitli sonuçları olabilmektedir. Depremler her şeyden önce bireylerin fiziksel bütünlüğünü ve genel sağlığını doğrudan etkilemekte, yaratıkları felaketlerle psikolojik çöküntüleri de beraberinde getirmektedir. Depremler, yerleşim birimlerinde yıkıma, altyapı sisteminin çökmesine, temiz su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır. Bu faktörlerin yanı sıra kalabalık ortamda kalmak zorunda kalan depremzedelerin hijyenik ortamlardan mahrum kalması gibi faktörler kitlesel olarak bulaşıcı ve salgın hastalıkların ortaya çıkma nedeni olabilmektedir. Bununla beraber tarihsel olarak incelendiğinde her deprem sonrası bulaşıcı hastalıkların meydana gelip salgına dönüştüğüne yönelik genel bir varsayımı destekleyecek yoğunlukta veri yoğunluğu bulunmamaktadır. Ancak dünyanın farklı ülkelerinde ve Türkiye'de bazı depremlerden sonra veba, kolera, tifo, kızamık, menenjit, sıtma, ishal gibi bulaşıcı veya salgın hastalıklar gözlemlenmiştir. Bu çalışmada çeşitli tarihsel ve modern kaynaklara başvurularak, Türkiye’de Osmanlı döneminden günümüze deprem sonrasında bulaşıcı ve salgın hastalıkların varlığı araştırılmaya çalışılmıştır.
Tubitak BİDEB
122C201
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Çağdaş Akdeniz Tarihi |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 122C201 |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 38 Sayı: 2 |