Modernitenin getirdiği yeni hayat standardı ve aydınlanma felsefesiyle gündeme gelen fikri dönüşüm, köklü değişimleri de beraberinde getirerek konut kavramının değişmesine de neden olmuştur. XX. yüzyılın önemli sorunlarından biri
olan hızlı kentleşmenin sonucunda, özellikle az gelişmiş ülkelerde kalkınmaya sarf
edilecek kaynaklarla, kentleşme harcamaları arasında denge kurmak her zaman
güçlük oluşturmuştur. Ankara, gerek kuruluşu, gerekse gelişimiyle modernleşme
yolunda model şehir olma iddiasını taşımıştır. Dolayısıyla Ankara küçük bir Orta-Anadolu kasabasıyken, başkent olmasıyla kaderi değişmiş; bu günkü konumunu
ve gelişimini Atatürk’e borçlu olan bir yerleşim birimi olarak konutla ilgili bütün
gelişme ve uygulamaların bir çeşit laboratuvarı niteliği kazanmıştır. Ülkenin genelinde konut sorunu ele alınmadan önce bile ilk teşebbüsler Ankara için gerçekleştirilmiş; konut sorununu çözme işinde devletin aktif olarak rol almasının söz konusu
olmadığı zamanlarda bile Ankara için özel kanunların çıkarılması ve ödeneklerin
ayrılması gibi pek çok konuda işe buradan başlanmış, sonra ülkenin geneline yaygınlaştırılmıştır. Başkent olduğu ilk yıllarda, yarışma sonucunda belirlenen yabancı uzmanlarca şehir planlaması yapılmış ancak, planın uygulanmasında ve devamlılığında tam bir başarı sağlanamamıştır. Bütün önlem ve uygulamalara rağmen çeşitli sebeplerle iç göç alması ve nüfus yoğunluğunun yaşanması hızlı ve sağlıksız
kentleşmeye yol açmış; konut ihtiyacı, her dönemde farklı standartta ve boyutta daima var olmuştur. Dar ve orta gelir grubu için 1935 yılında Ankara Bahçelievler’de
başlayan konut kooperatifçiliği daha sonraki yıllarda yanlış uygulamalarla pek çok
örnekte amacından sapmıştır. Ucuz konut edinmenin bir diğer yolu olan konut
ortaklıkları ise özel sektörün yüksek kâr ve ticari çıkarları önceleyen lüks konut
üretimiyle başka bir alana kaymıştır. Kentsel dönüşüm projeleri pek çok semtte
gecekondu gerçeğinin sağlıklı yapılara dönüşmesini sağlamakla birlikte ekonomik
ömrünü tamamlamayan kıymetli arsalar üzerindeki binaların yıktırılarak yüksek
katlı “plaza” ve “rezidanslar”a dönüşmesiyle alt yapı ve ulaşımda yarattığı yoğunluk ve estetik açıdan çarpık kentleşmeye sebep olmuştur. Ayrıca, son on beş yılda
Ankara’da konut sorunu sık değişen imar planı uygulamalarıyla farklı bir boyuta
evirilmiş, yüksek rant geliri için ana yol ve yakınındaki yerlerde yirmi ve otuzu
aşan çok katlı binalar sebebiyle konut arzında fazlalık söz konusu olmuştur.
Anahtar sözcükler: Ankara’da kentleşme, konut sorunu, konut kooperatifleri,
kentsel dönüşüm
Abstract:
With the new standard of living and the philosophy of enlightenment came up
by the modernity, the idea of transformation brought about radical changes and
also caused the concept of housing to change. As a result of the rapid urbanization
which is one of the important problems of the 20th century, it has always been difficult to establish a balance between the resources to be developed in underdeveloped
countries and urbanization expenditures. Ankara has put forward its claim to be a
model city in the way of establishment, and in the course of modernization with its
development. Therefore, while Ankara was a small central-Anatolian town, its destiny changed as it became a capital; as a settlement unit owning its present position
and development to Atatürk, it has gained the quality of a laboratory of all developments and applications related to housing. Even before the housing problem was
addressed throughout the country, the first attempts were made for Ankara; even
when the state does not actively play a role in solving the housing problem, many
issues such as making special laws for Ankara and the allocation of allowances have
started to work here and then spread to the whole country. In the first years when
it was the capital city, the city planning was made by foreign experts determined as
the result of a competition, but the implementation and continuity of the plan were
not completely successful. In spite of all measures and practices, internal migration
and population densification have caused rapid and unhealthy urbanization; the
need for housing has always existed in different standards and sizes in each period.
The housing cooperatives, which started in 1935 in Bahçelievler, Ankara, for the
narrow and middle income group, deviated from their purposes with misapplications in many examples in the following years. Another form of affordable housing, housing partnerships, has shifted to another area with luxury house production
that promotes high profits and commercial interests of the private sector. Urban
transformation projects have led to the transformation of the reality of squatter
houses into healthy structures in many districts and by collapsing them transforming the buildings on the precious arteries, which did not complete their economic
life, into high-rise “plazas” and “residences” has given way to unplanned urbanization in terms of aesthetics and congestion created in transportation and infrastructure. Moreover, in the last fifteen years, the housing problem in Ankara has
evolved into a different dimension with the application of the frequently changing
development plan, there has been excess in building supply due to multi-storey buildings exceeding twenty and thirty storeys by the main road and in places nearby
for high income.
Key words: urbanization in Ankara, housing problem, housing cooperatives,
urban transformation
Ankara’da kentleşme konut sorunu konut kooperatifleri kentsel dönüşüm
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Eğitim ve Toplum Sayı 20 |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ağustos 2018 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 7 Sayı: 20 |
Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler alanında Türkçe makale yayınlamaktadır. Dergi basılı olarak Türkiye ve yurt dışındaki kütüphanelere ulaşmakta, elektronik nüshası ise pek çok index tarafından taranmaktadır.