Eğitim bilimlerindeki
araştırmalar öğrencilerin, öğretmenlerin veya velilerin belli eğitim
konularındaki görüşleri, algıları, tutumları vs. üzerine kendi beyanları veya
araştırmacı tarafından geliştirilen ölçeğe verdikleri cevaplara dayanıyor. Bu
cevapların kişilerin görüş ve düşüncelerini ne kadar gerçek yansıttıkları
önemli bir sorundur. Eğitim bilim araştırmalarında zaten araştırmacıların
önyargıları, düşünme ve eylemlerini (ve dolayısıyla hipotezleri ve veri
seçimini) yeteri kadar etkilemektedir (buradan bütün bilim kişisel ideolojilere
dayanır - all scholarship is ideological-
hükmü de çıkartılabilir).
Mutlak gerçek
yoktur, ancak insanların farklı anlamlandırma ve yorumları vardır diyen
hermeneutik anlayış, üzerinde çalıştığımız verilerin birçok farklı kişi
tarafından kodlanmasını ve kodlamaya ek olarak yorumlanmasını gerektirir.
Dolayısıyla sadece araştırma verilerin kodlanmasında ortak kodlayıcılar
kullanmak gerektiği gibi, yorumlanmasında da ortak yorumcular kullanılmalıdır.
Bilimsel araştırma
sonucu elde edilen metinsel verilerin tek anlamlılığını esas alıyoruz. Bu
verileri tek anlamlı olarak inceleyen metin madenciliği ve içerik analizi
tekniklerini kullanmaya devam edeceğiz. Ancak bilimsel gerçeğe tam olarak
ulaşmak istiyorsak, bu verilerin hermeneutik, yapı sökümcülüğü ve bilginin
arkeolojisi teknikleriyle de derinlemesine incelenmesi gerekir. Bu makalede
nitel araştırma verilerinin felsefesini yapmaya ve verileri yorumlamadan ve
istatistik işlemler yapmadan önce yukarıdaki bilgi işleme teknikleri açısından
değerlendirmeye çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Eğitim Bilimleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 7 Sayı: 13 |