Problem Durumu: Ergenliğe
giriş sürecinin yaşandığı ortaokul yıllarında birey fiziksel, duygusal,
toplumsal vb. birçok değişim ve gelişim evresinden geçer ve çocukluk döneminde
başlayan kişilik yapılanması bu evrede belirginleşmeye başlar. Ergenlik dönemi,
genç bireyin yaşamının ileriki zamanlarında belirleyici olacak bir takım
kararların alındığı da bir yaşam evresidir. Araştırmacılar ergenlik döneminde beklenen gelişim görevlerini sıralarken
üst sıralara, kişilik önceliklerini şekillendirme, duygusal bağımsızlığını
kazanma, önemli kararlarını kendi başına verme, kendi yaşına özgü bir yaşam
felsefesi geliştirme ve geleceği konusunda kendi isteklerine odaklanma gibi
özellikleri koymaktadırlar. Karar alma basit bir durum olmayıp birçok
değişkenin devreye girdiği karmaşık bir olgu olarak ele alınmaktadır. Her
gelişim döneminde olmakla beraber ergenlik döneminde de ailenin ergen
üzerindeki etkisi oldukça fazladır. Bir yandan aileler diğer yandan öğretmenler
bu çağ çocuğundan bazı eğitsel, kişisel ve mesleki kararlar almasını bekler.
Çocuğun bu kararlarını alırken sergilediği davranışlarda aile ilişkilerinin ve
yine temelleri ailede atılan narsisistik özelliklerin etkili olduğu
düşülmektedir. Aileler çoğunlukla farkında olmadan çocuklarının kişilik
gelişimlerinde birçok olumsuzluğa neden olabilmektedirler. Aslında doğru
rehberlik çalışmalarıyla aileler bilinçlendirildiğinde çocuklarını daha
sağlıklı bir şekilde yetiştirmeleri mümkündür. Bu noktada, etkili okul
rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerine büyük görev düşmektedir.
Araştırmanın Amacı: Bu
araştırmanın amacı, ortaokul öğrencilerinde narsisizm ve aile ilişkilerinin
karar verme özellikleri üzerindeki etkisini incelemektir. Ayrıca öğrencilerin
karar verme özelliklerinin cinsiyet değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığı
da araştırmada incelenmiştir.
Araştırmanın Yöntemi: Araştırmanın örneklemini İstanbul’daki 5 farklı
ortaokulun yedinci ve sekizinci sınıflarında öğrenim gören, 157’si (%52.3)
erkek, 143’ü ise (%47.7) kız öğrencilerden oluşan ve yaş ortalaması=13.20 olan
toplam 300 kişi oluşturmaktadır. Bu öğrencilerin 158’i (%52.6) yedinci sınıfta,
142’si ise (%47.4) sekizinci sınıfta öğrenim görmektedir. Araştırmada örneklem belirleme yöntemi olarak olasılığa dayalı örneklem
türlerinden biri olan tabakalı örnekleme kullanılmıştır. Ortaokullarda yedinci ve sekizinci sınıftaki öğrencilerin lise
kararı alma gibi daha fazla karar yaşantısı söz konusu olduğu için beşinci ve
altıncı sınıflar çalışma grubuna dahil edilmemiştir.
İlişkisel tarama modeline göre yapılandırılan araştırmanın verileri; Kişisel bilgi formu, karar verme
özelliklerini belirlemek amacıyla Ergenlerde
karar verme ölçeği, narsisizm özelliklerini ortaya koymak için Çocuklar için narsisizm ölçeği ve aile
ilişkilerini belirlemek amacıyla Çocuklar
için aile ilişkileri ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizlere
uygunluğunu belirlemek için bir dizi hesaplamalar yapıldıktan sonra amaca göre
parametrik ve non-parametrik analizler yapılmıştır. Bu noktada öncelikle
değişkenler arasındaki ilişkileri görebilmek amacıyla Pearson Korelasyon
Analizi kullanılmıştır. Ardından öğrencilerin narsisizm özellikleri ile aile
içi destekleyici ve aile içi engelleyici ilişkilerinin karar verme
özelliklerinin alt boyutlarını yordayıp yormadığını görebilmek için Çoklu
Regresyon Analizi kullanılmıştır. Burada aile içi içi destekleyici ve
engelleyici ilişkiler birbirinin tersi olan iki ayrı değişken olduğundan
narsisizm ile birlikte ayrı ayrı analize tabi tutulmuşlardır. Ayrıca karar
verme ölçeğinden, ölçeğin yapısı gereği tek bir toplam puan alınamadığı için
karar vermenin alt boyutları ayrı ayrı bağımlı değişken olarak ele alınmış ve
analizler buna göre yapılmıştır. Son olarak karar verme özelliklerinin
öğrencilerin cinsiyetlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için
Bağımsız Grup t Testi kullanılmıştır.
Bulgular: Yapılan istatistiksel analizlere göre; öğrencilerin karar vermede öz
saygı özelliklerinde hem narsistik özelliklerinin hem de ailelerindeki
engelleyici ilişkilerin anlamlı düzeyde
yordayıcı etkisinin olduğu belirlenmiştir. Yapılan analizler karar
vermenin alt boyutlarından biri olan öğrencilerin ihtiyatlı seçicilik
özelliklerinde, narsistik özelliklerinin anlamlı bir yordayıcı olduğunu ancak
ailelerindeki engelleyici ilişkilerin anlamlı bir yordayıcı olmadığını
göstermiştir. Yapılan analizler karar
vermenin bir diğer alt boyutu olan umursamazlık özelliğinde, öğrencilerin hem
narsistik özelliklerinin hem de ailelerindeki engelleyici ilişkilerin anlamlı
yordayıcılar olduğunu göstermektedir. Diğer yandan analizlere bakıldığında, karar vermede panik özelliğinde
öğrencilerin narsistik özellikleri anlamlı bir yordayıcı olarak bulunmazken
ailelerindeki engelleyici ilişkilerin anlamlı bir yordayıcı olduğu
belirlenmiştir. Son olarak karar vermede sorumluluktan kaçma özelliğinde
öğrencilerin narsistik özelliklerinin anlamlı bir yordayıcı olmadığı ancak
ailelerindeki engelleyici ilişkilerin anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmüştür.
Diğer yandan öğrencilerin karar vermede öz saygı özelliklerinde hem
narsistik özelliklerinin hem de ailelerindeki destekleyici ilişkilerin anlamlı düzeyde yordayıcı etkisinin olduğu
belirlenmiştir. Yapılan analizler karar
vermenin alt boyutlarından biri olan öğrencilerin ihtiyatlı seçicilik
özelliklerinde, hem narsistik özelliklerinin hem de ailelerindeki destekleyici
ilişkilerin anlamlı yordayıcılar
olduğunu göstermiştir. Yapılan
analizler karar vermenin bir diğer alt boyutu olan umursamazlık
özelliğinde, öğrencilerin hem narsistik özelliklerinin hem de ailelerindeki
destekleyici ilişkilerin anlamlı yordayıcılar olduğunu göstermektedir. Yine analizlere bakıldığında, karar vermede
panik özelliğinde öğrencilerin hem narsistik özelliklerinin hem de
ailelerindeki destekleyici ilişkilerin anlamlı yordayıcılar olduğu belirlenmiştir. Son olarak karar vermede
sorumluluktan kaçma özelliğinde öğrencilerin narsistik özelliklerinin anlamlı
bir yordayıcı olmadığı ancak ailelerindeki destekleyici ilişkilerin anlamlı bir
yordayıcı olduğu görülmüştür. Cinsiyet değişkenine dair bulgulara bakıldığında
ise, kızların karar vermede öz saygı puanlarının erkeklerinkinden anlamlı
düzeyde daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Sonuç ve Öneriler: Araştırma bulguları, öğrencilerin hem
narsisistik özelliklerinin hem de aile ilişkilerinin karar verme
davranışlarında etkili değişkenler olduğunu göstermiştir. Ayrıca öğrencilerin
cinsiyetlerine göre karar verme davranışlarında farklılaşmalar olduğu
belirlenmiştir. Açıkça bilinmektedir ki, ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumları
çocukların kişilik özelliklerini ve davranışlarını etkileyen en önemli
değişkenlerden biridir. Bu araştırma bulguları da bilinen bu gerçeği doğrular
niteliktedir. Bu çerçevede, ailelerin bu süreç hakkında daha fazla eğitilmesi
ve bilgilendirilmelerinin önem arz ettiği açıktır. Diğer yandan, çocukların
karar verme davranışlarında narsistik özelliklerinin de etkili bir değişken
olduğu görülmüştür. Alan yazını yine narsistik özelliklerin kazanılmasında
ailenin önemine sıklıkla vurgu yaptığı için, ailelerle yürütülecek olan çalışmaların
önemi tekrar karşımıza çıkmaktadır. Diğer araştırmalar için; bu araştırma
İstanbul’daki ortaokul öğrencileri ile yürütülmüştür. Bireyin içinde yaşadığı
sosyal çevre onun davranışları üzerinde etkili bir değişkendir. Bu yüzden
farklı bölgelerde yaşayan ergenler ile yürütülecek diğer çalışmalar konunun
daha anlaşılır olmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca nicel araştırma yöntemi ile
yürütülen bu araştırmanın bulgularını, konunun nedenlerini daha derin bir
şekilde ortaya koyabilecek nitel araştırmalarla desteklemenin önemli olduğu
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Karar verme, narsisizm, aile
ilişkileri, ergenlik, kişilik.
Purpose: This study aimed at examining
the effects of narcissism and family relations on secondary school students’
decision-making characteristics. The study also investigated whether or not
students’ decision-making characteristics differentiated according to gender.
Research Methods: Participants
were secondary school students who
were studying at different secondary schools in Istanbul, and who were selected
randomly on a voluntary basis. Formed by a relational screening model, data were
collected using the Adolescent Decision-Making Questionnaire fordetermining decision-making characteristics, the
Childhood Narcissism Scale for determining narcissism characteristics, and the
Family Relationship Scale for Children for determining family relationships. Regression analysis was used to determine whether or
not students’ narcissism and interfamily relations predicted their decision
making characteristics, and independent samples t test was used to determine
whether or not students’ decision making characteristics differentiated
according to gender.
Results: The findings showed that narcissism characteristics of
secondary school students significantly predicted self-esteem, vigilance, and
complacency characteristics in decision-making. Both discouraging and supportive relations of families significantly
predicted self-esteem, vigilance, complacency, panic, and cop-out
characteristics in decision-making. It was also found that gender was a significant
factor.
Implications for Research and
Practice: Both narcissism and family relations of students
significantly predicted their decision making characteristics; also there were significant
differences according to gender variances in decision making. The results suggest that families should be educated
regarding their attitudes on raising children, and that educators and teachers
should work together to support adolescents’ decision-making process in a
positive direction. Moreover, different studies about this issue should be conducted.
decision-making narcissism family relationship adolescence personality
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 19 Sayı: 79 |