Vergi mahremiyeti, vergilendirme işlemi sırasında ilgili görevliler tarafından öğrenilen ve gizli kalması gereken mükelleflere ait bilgilerin açıklanmasını ve kullanılmasını yasaklayan bir düzenlemedir. Vergi mahremiyeti düzenlemesinde mükelleflerin korunması, vergi idaresine güven duyulmasının sağlanması ve dolayısıyla maddi ve manevi kamu yararı sağlanması amaçlanmaktadır. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ise, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektedir. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’na göre kurum ve kuruluşlar, anılan Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, hızlı ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Çalışmanın amacı ise, bu iki kavram arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu bağlamda, çalışmada ilk olarak vergi mahremiyetinden, kapsamından ve istisnalarından, sonrasında bilgi edinme hakkı kapsamında vergi mahremiyetinden bahsedilmiştir. Daha sonra bazı yabancı ülkelerdeki vergi mahremiyetine değinilmiştir. Vergi mahremiyetini ihlal suçuna ve cezasına değinildikten sonra son olarak bilgi edinme hakkı kanunu ve vergi mahremiyeti birlikte değerlendirilmiştir. Değerlendirmenin sonucunda Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nda vergi mahremiyetini ihlal edici bir hükmün yer almadığı ve iki yasanında kamu yararı ve mükellef hakkı dikkate alınarak, birlikte değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2012 |
Gönderilme Tarihi | 5 Ocak 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 2 Sayı: 2 |