Bu çalışmada günümüzde
daha çok Alevî nitelemesi kullanılan gruplara ait tekke, zâviye ve dergâhlarda
bulunan cami ve mescid varlığı ele alınmaktadır. Bilindiği gibi söz konusu bu
gruplar geçmişte her biri Bektâşî, Erdebil Sûfiyân Süreği Mensubu (Kızılbaş),
Tahtacı, Dede Garkınlı, Hubyarlı, Keçeci Babalı gibi mensup olduğu ocak ismiyle
isimlendirilmiştir.
Söz konusu bu ocakların her biri, bütün telakkîlerini
tasavvuf ve tarikat hayatı kalıplarında anlamlandırmıştır. Alevî nitelemeli
ocak ve gruplar geçmişte içlerinde “tevhid” kısmının da bulunduğu âdâb ve
erkânı, diğer tasavvufî ekollerde ya da tarikatlarda olduğu gibi, tekke, zâviye
ve dergâhlarda; tekke, zâviye ya da dergâhın bulunmadığı yerleşim yerlerinde
ise gerekli büyüklükte evi olan bir dede ya da talibin evinde toplanıp
yürütmüşlerdir.
Tarihi
sürece ve pratik uygulamaya bakıldığında, tasavvuf ekolleri ve tarikatlara ait tekke,
zâviye ve dergâhların yanında namaz kılmak için bir cami ve mescit bulunduğu
bilinmektedir. Bu pratik durumun Hacı Bektâş Velî, Seyyid Battal Gazi,
Şücâaddin Velî, Abdal Musa, Keçeci Baba gibi Alevî nitelemeli ocak ve grupların
geleneksel âdâb ve erkân merkezleri tekke, zâviye ve dergâhlarda da söz konusu
olduğu görülmektedir.
Bu
konuda yapılacak çalışma ve değerlendirmelerin bu gerçekliği dikkate alması
yerinde olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 6 Kasım 2018 |
Kabul Tarihi | 15 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 11 Sayı: 2 |
_____________________________________ ISSN 1309-5803 e-Makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi _______________________________