İsmail Gaspıralı and Ziya Gökalp are the two distinguished figures of Turkish intellectual life. İsmail Gaspıralı coined the phrase “Unity in language, mind and action” and the spirit which was influential in emergence of Tatar and Azerbaijan Turkism in response to formal Russianization policy. However, considering “Unity in language, mind and action” spirit only for the unity of Muslim Turks living in Russia means looking only one aspect of this spirit. Since this spirit is not just for the unity of all Turks living in Russia but for the expression of the will towards Islamic World to strenghten by all Turks’ religious, cultural and linguistic unity. Ziya Gökalp, like Gaspıralı, has systematized the basic values which form society by identifying with of sociology science the data. He also formed a national Turkish mentality. The research in sociology began with qualification; ends with explanation. The beginning and ending of this process takes place either direct or indirect observation. Thereby, the topic of the observation is a qualification of the past. The person who does not see something learns it from the ones who has seen it. For instance, the ones who want to conduct etnographic investigations in their offices need to make use of the travel notes of travellers. This is not related to the data in real terms, however it can be considered as a direct observation which aims to qualify today’s events. Accordingly, the word in observation is given to witnesses, sources and documents. The facts written and seen by the others are known. In this process, the truth is attained in two phases. First one is to search and find these witnesses, sources and documents; the second one is to evaluate these documents. This means to collect the documents and discuss the accuracy. Consequently, the data obtained by observation has to be presented without being distorted, unbiased, an objectively. For this reason, in this research an indirect observation has been used
İsmail Bey Gaspıralı ve Ziya Gökalp Türk düşünce sisteminin mümtaz simalarındandır. İsmail Bey Gaspıralı 19. yüzyılın sonunda resmi Ruslaştırma politikasına cevap olarak Tatar ve Azerbaycan Türkçülüğünün doğmasında etkili olan “Dilde, fikirde, işte birlik” ruhunun mimarıdır. Ancak “Dilde, fikirde, işte birlik” ruhunu sadece Rusya’da yaşayan Müslüman Türklerin Dilde, fikirde, işte birliği olarak görmek bu ruha sadece bir yönüyle bakmak anlamına gelir. Çünkü bu ruh, bir yandan Rusya’da yaşayan bütün Türklerinin birliğini diğer yandan da tüm Türklerinin dinî, kültürel, dilsel birliğiyle İslam dünyasının güçlenmesi isteğinin dışa vurumundan başka bir şey değildir. Gaspıralı gibi Ziya Gökalp te bir milleti millet yapan temel değerleri sosyoloji biliminin verileriyle tanımlayıp dizgeleştirmiş ve buradan milli bir Türk düşünce yapısı ortaya çıkarmıştır. Sosyolojide araştırmalar vasıflama ile başlar; açıklama ile biter. Bu başlama ve bitiş süreci ya doğrudan ya da dolayısıyla gözlemle gerçekleşir. Dolayısıyla gözlemin konusu geçmişle ilgili bir vasıflamadır. Bir şeyi görmeyen onu görenlerden öğrenir. Örneğin, etnografi incelemelerini bürolarında yürütmek isteyenler seyyahların gezi notlarından yararlanırlar ki bu gerçek anlamda tarihle ilgili değildir; olsa olsa günün olaylarını vasıflamaya yarayan doğrudan doğruya bir gözlem sayılır. Dolayısıyla gözlemde söz, şahit, kaynak ve belgelere bırakılır. Başkalarının yazdığı, gördüğü olgular bilinir. Bu süreçte gerçeğe iki aşamada ulaşılır. Biri bu tanık, kaynak ve belgeleri arayıp bulmakla, ötekisi de bu belgeleri değerlendirmeklerdir. Bu ise belgeleri toplamak ve doğruluklarını tartışmak demektir. Dolayısıyla gözlemle elde edilen bilgiler çarpıtılmadan, ön yargılardan uzak gerçekleştirilen tarafsız ve objektif bir çalışma ile ortaya konulmak zorundadır. Bu nedenle bu araştırmada dolayısıyla gözlem kullanılmıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 3 Sayı: 2 |